sevinç esnasında eldivenleri ön plana çıkan kalecidir. gol anında kalenin etrafında tek başına fır dönmesi, kendi kendine koşarak çim üstünde kayması(bu esnada üzerine kimsenin atlamayacak olması), tek başına parende atması, seyirci gol atana yönelmişken sevincini paylaşacak seyirci kontağı kuramaması gibi durumlar kalecimizin içlenmesine yol açar. boş kaldığı anlarda eski usül olsa pısırık bulduğu topçuyu kaleye sokarak gol atacak kadar kafasında pozisyon kuran kalecidir. bir gün karşı takımın filelerini havalandırarak popüler olma hevesi kalecimizin rüyalarını renklendirir. genel olarak gol yediğinde ekranlarda boy göstermenin verdiği olumsuz imajların yanında yapabildiği ufak tefek şovlarla seyircinin gözünde tutunmaya çalışan kalecidir.
(#12163645) çok güzel açıklamıştır. bir de ben tanımlama yapayım. tanımadığın iki takımın maçını izlerken iki takımdan biri gol atınca sevinmek gibidir. iki takımıda tanımıyorsundur, arkadaşlarına bugün şu takım nasıl yendi dimi filan da diyemezsin çünkü takımı tanımıyorlar. kendi kendine sevinirsin. gol olunca yalnız sevinen kalecinin de durumu bundan ibarettir.
özellikle hatalı gol yemiş kalecilerde gözükür, hatalı gol yedim ama takım toparladı diye sevinir, 3-0 4-0 gibi farklı skorlarda sadece alkışlar anormal tepki göstermez.
(bkz: sen gelme lan ayı)misalı orada yalnız başına sevinir çünkü takımın bir parçası bile sayılmaz, takımdan ayrı renk forma giyer, diziliş formasyonun da bile adı geçmez. yalnızlığa mahkumdur.