bunu hakan şükür çok yapar.golden sonra hemen fatih hocasının yanına koşar bi sonraki maçta formayı kapar.
(bkz: golden sonra tellere yapışan futbolcu)
futbol dünyasında hem samimiyet hem de yağcılık unsuru olarak görülebilecek eylemin sahibi kişidir.
samimiyet kısmını açacak olursak, hani olur ya uefa kupası çeyrek finali oynuyorsunuzdur. ikinci maçın son 20 dakikasıdır. genel averajda 2 gol geridesinizdir. yani turu geçip yarı final oynamak için 2 gole birden ihtiyacınız vardır, üstelik de deplasmanda oynamaktasınızdır. işte tam bu sıkıntılı anlarda gelen golün üzerine "işte hocam bu golü sana armağan ediyorum" nidalarıyla teknik direktörünüzün üstüne abanırsanız, öncelikle o adamdan hayır gelmez. sizin üzerine atladığınızı gören diğer 11 futbolcu da adama çullanır. hadi ondan geçtim, bu çullanma gerçek samimiyetin ve gaza gelmişliğin işaretidir, bu adam sağlamdır.
ancak bu eleman, ilk gölün verdiği gazla ikinci golü de atarsa, üstelik de golden sonra yine teknik direktörün bir yerini yalamaya gidip üstüne çullanırsa tekrar, ben bu adamda garez ararım arkadaş. sen kime artislik yapıyorsun diye hesap sorarım. adam aklı sıra bala göte attığı iki golle kafadan 5 hafta formayı garantileyeceğini sanar. yok öyle yağma. ekmak aslanın ağzında hocaaa. efendi gibi git tribünden gözüne kestirdiğin birine hareket çek, baktın hızını alamıyorsun tombala çek... yani ikinci kere gidersen "vay şerro" damgasını yersin. hakan bile ikinciye gitmezdi. senin yaptığın ayıptır.