Ne olduğu ne yazarı ne de eleştirmenlerce anlaşılmış, açıklanmış bir "şeydir". Beckett'in oyunundaki iki evsiz tipin yana döne bekledikleri bir şeydir bu godot. Okuyan ve izleyen kişilerce ne olduğu değişkenlik gösterir. Üniversitede modern tiyatro dersinden beni bırakan hocamın ısrarla kafamıza kaktığı ve sınavlarda da yazmamızı istediği şekilde bir tanrı figürü asla değildir, bana göre godot, ölümdür. Bildiğimiz dümdüz ölüm. Bu sebepten kaldık tabii dersten.
--spoiler--
insan tarih boyunca hep kurtarıcısını bekledi ; peygamberler geldi yetmedi, kitaplar indi yetmedi... bir tek onu bekledi o da gelmedi !
--spoiler--
Beckett'in efsanevi oyunu. ilk oynandığında hiç bir etki uyandırmamış, ve bir çok eleştirmenin tepkisini çekmiş, fakat bir hapisanede mahkumlara sergilendiğinde, değeri anlaşılmış, üzerine düşünülmeye başlamış ve mahkümların oyun hakkındanki düşünceleri, beğenisi sonrası büyük ses getirmiş bir oyundur.
piyesin yazarı beckett'in provence' da yaşadığı köye her gün işleyen otobüsün şöförünün adıymış godot. hergün taşınan umutlar, hayal kırıklıkları, bekleyenler, beklenenler...
godot herkes için farklı çağrışımlar yaratandır.çünkü herkesin hayalleri farklıdır.o hayallere uzaklığı farklıdır..hepimiz için tek ortak nokta şu ki; ömrümüz godot'yu beklemekle geçiyor..
tanrıcık anlamına gelmektedir.
samuel beckett'ın "godot'yu beklerken" adlı romanında da bekle bekle gelmeyen, zavallı esatragon'la vladimir'i ağaç eden şahıyettir;aslında hayallerdir, beklentilerdir, eyleme geçmeden sadece beklenen uzak mesafelerdir. estragon ile vladimir'in eylemsizliği, sadece beklemekle kalmaları ve söze geçirdikleri şeyleri eylemleştiremeden sözde bırakmaları hayallerinin gerçekleşememesini, yani aslında godot'nun gelmemesine nedendir.