Ortak karakteri görme sinir kafasında ilerleyici tahribat yapan ve bu nedenle kör edici potansiyeli olan, genellikle göziçi basıncı yüksekliğiyle seyreden bir grup göz hastalığı glokom olarak anılır.
Glokom bazen yıllarca sessiz sedasız gözü körlüğe götürebilen sinsi, bazen de şiddetli ağrı, kusma, kızarıklık ve görme azalması tablosu yaratabilen acil bir hastalık olarak karşımıza çıkabilir.
Glokom tipleri Yaşa göre sınıflama Konjenital ( 0 yaş), infantil (0-2 yaş), Juvenil(2-34 yaş ) ve
Erişkin (+35 yaş)
Mekanizmaya göre sınıflama
Gelişimsel ( Konjenital, infantil, ve juvenil)
bazı bilimsel terimler ilk duyulduğunda anlamsız gelebilir ama resme ilgisi olmayan insanların bile van gogh'a ait eserleri görünce" bu eser van gogh'un" diyebilmelerini sağlayan (karakter taşımasını sağlayan) şeyin bu hastalıktan kaynaklandığını söylesem.... bu bilgiyi sunay akın'ın "ay hırsız" kitabında öğrenmiştim.
şöyle ki;
van gogh son dönem tablolarında lambaların ve yıldızların etrafını hep ışık çemberleriyle resmeder. yani van gogh bunu bir sanat tarzı olarak yapmamış, ışığın geldiği kaynakları görme yeteneğinin azalmasından böyle resmetmiştir.
van gogh'un intihar etmesine de gittikçe kötüleşen bu hastalığın neden olduğu düşünülür. patates yiyenler ve gece kahvesi tabloları arasında üç yıl vardır. bir de tablolara bu bilgiyle bakınız.
van gogh, arkadaşına yazdığı bir mektupta gözündeki rahatsızlığın zaman zaman dayanılamayacak durumda olduğunu ifade etmiştir.
van gogh'un kendi çizdiği portresini de incelemeye alan doktorlar bir gözün göz bebeğinin diğerinden daha büyük olduğunu görüp tanı koymakta gecikmemişlerdir. çünkü bu hastalıkta göz bebeği büyüklüğü tipik bir belirtidir.
beni en çok şaşırtan ise bedri rahmi eyüboğlu'nun bu tanıyı doktorlardan daha önce koymuş olmasıydı.
dün gece van gogh'u gördüm rüyamda
ağlıyordu
gözünün üstünde bir pamuk
pamuktan kan sızıyordu
dün gece van gogh'u gördüm rüyamda
ağlıyordu
bir kulağını kesip
arkadaşına götürmüstü
ama kulağı değil
gözleri kanıyordu
dün gece van gogh'u gördüm rüyamda
ağlıyordu