ırkçılık, ırk temelli bağnazlıktır. izlanda'nın bile artık yavaş yavaş karışmaya başladığını düşünürsek karma millet olmayan toplum yok gibi. meşhur amazon kabilesini saymazsak. gizli ırkçılık, işte bu millet kavramından belli bir ırkı soyutlamak, fakat milletin çoğunluğundan ve sosyolojik dezavantajdan tırsıp bunu farklı sosa bulamaktır. gizli ırkçı, "ben ırkçıyım" demez, adı üstünde gizli ırkçı. açık açık söylese o zaman avrupa tipinde ırk temelli 19.yy. ulus devleti kurmak amacında olduğunu belli eder. kendi ırkını toplumdan soyutlamak için çalışmalar yapar, azınlık hakları, insan hakları, demokrasi, kültür..vs. bahaneler bulunmaz kaftandır, çünkü yeni çağın sömürgeci ideolojisi olan küreselleşme ulus devletçiliğin, milliyetçiliğin zıddı olduğu için yerel unsurları ön plana çıkararak millet bağını çözmeye çalışır. artık ayrı bağımsız devletin de modası küreselciler için çoktan geçmiştir, devir bir eli yağda, bir eli balda olan özerklik devridir. gizli ırkçılar, çıkarcı makyavelistler gibi görünseler de aslında "küresel efendilerin" hizmetinde olan modern kölelerdir.
insanin yaratılışına tamamen zıt bir kötü ahlaktır. Milliyetçilik akımından sonra sür'at kazanmış olan ırkçılık; insani değerlere karşıdır ve islam ahlakıyla da zıttır.
Nitekim insanlık alemi, hayvanat alemi hatta gezegenler ve tüm alem arasında bir yardımlaşma, birbirini tamamlama ve uyum söz konusudur. Irkçılık ise bu yardımlaşmayı, dostane ilişkileri düşmanlığa çeviren yaratılıştan gelmeyen ahlâkî bir sukuttur .