akün sahnesinde tiyatronun sınırlarında bir yere oturtulması zor bir oyun.
ana karakterler tecrübeli oyuncularla kaliteli ayrıca fonu oluşturan oyuncuların yeteneği oyunu bir seviye daha yükseltmiş.
dün izlediğim oyun. anti-tiyatral bir kişilikseniz zaten doğal olarak her oyunda sıkılma potansiyeliniz yüksektir. bu yüzden oyuna büyük beklentiler içerisinde gitmedim. oyun beklediğimden iyi çıkmasına rağmen temponun sürekli olarak inişli çıkışlı ve sonlara doğru dibi bulma şeklinde seyretmesi oyunun izlenebilirliğini azalttı.
aslında oyunun ilk perdesi gayet güzel geçti. özellikle oyununun neden +15 yaş sınırına sahip olduğunu ispatlar nitelikte sahneler söz konusuydu ki ben bile rahatsız oldum şu yaşıma rağmen. ama oyun ikinci perde de saçma bir şekilde mod değiştiriyor. tüm o merak uyandırıcı sahneler ve planlar bir anda yerini saçmasapan diyaloglara bırakıyor ki seyirci ister istemez "lan bu oyun ne anlatıyor şimdi" demeye başlıyor. konsantre olmadan izlenip anlaşılabilecek bir oyun değil. bazen öyle cümleler geçiyor ki oyunun o temposu içerisinde kaçırıyorsunuz anlatılmak isteneni.
genel olarak herkesin takdirini toplayan cüce karakteri oyuna hakikaten inanılmaz bir enerji katmış o konuda çok başarılı. beşikçi karakterini canlandıran oyuncu (bkz: uğur çavuşoğlu) ankara sahnelerinden bilinen bir isim zaten amma velakin oyun esnasındaki bana fazlasıyla yapmacık gelen birtakım replikleri var ki hani biraz zorluyor oyunu da izlenebilirliği de. ancak özellikle interaktif sahnelere -merak etmeyin çok değil- seyirci biraz zorlamayla çekildiği için insanların bundan rahatsız olduklarını gözlemledim. hele bir de özgüveni diplerde gezen birilerine denk geldi mi kem küm moduna geçiyor o kişi ama inatla soru sorulmaya devam ediliyor kendisine.
son olarak belki sadece ben anlayamadım bilemiyorum ama oyunun hangi zaman diliminde geçtiğini anlayamıyorsunuz kesinlikle. kıyafetler eski, giysiler eski, pagan tasvirleri söz konusu, dekorlar eski ama bir anda işin içine radyo giriyor alakasız bir müzik çalmaya başlıyor seyirci neye uğradığını şaşırıyor. zaman - mekan kavramları arasındaki ilişkinin soyutluğuna değiniyorlar ama ne bilim pek hoş durmadı o kısım. günümüz türkiye'sine yapmış oldukları göndermeler ise tek kelimeyle harikaydı. özellikle yazılmayan kitaplardan ötürü içeri alınan gazetecilere ilişkin, derin devlet yapısını ilişkin, sömürgeye ve bunların yalakalarına ilişkin yapılan göndermeler tek kelimeyle şahaneydi.
cüce (bkz: ali hakan beşen) sayesinde izlenebilir olan oyun. cüce karakteri beşikçi gibi çok ön planda değildi fakat cüce döktürdü, beşikçi süründü.
oyun güzel, kurgusu güzel, senaryosu güzel, yönetmen iyi iş çıkarmış vs. fakat... bazı oyuncuların oyun sırasında yaptığı bir takım hatalarla gerçekten zor tahammül edilebilecek dakikalar yaşatmadı değil. (bkz: #14076555)
