Bu kadar pratik bir gereç varken, hayvanlara dakikalarca can çektirmek neden? illa yüzyıllar önceki yöntemler. illa acı içinde, debelene debelene can teslim edecek kurban! Sırf Gavura benzememek takıntısı yüzünden. Mantık ile açıklanabilecek şeyler değil bunlar. Faize bile kılıf buldunuz. Buna da kılıf bulun hadi. Verin fetvanızı. Adı "giyotin" olmasın da "kolaykeski" olsun. Yeter ki can çekiştirmeyin şu hayvanları. Yazık...
geçmişte fransızlar'ın uyguladığı idam metodu. idam düzeneğine yatırdıkları mahkumun kafasının altına büyük bir sepet konuluyor ve mahkumun kesilen kafası o sepete düşüyor. günümüzde suudiler'in uyguladığı gaddarlığı eskiden bunlar yaparmış.
XVI. Louis'nin giyotinle idamını gösteren bir gravür.
Giyotin, idam mahkûmunun başını kesmek amacıyla geliştirilmiş bir çeşit idam aracı. Giyotin ilk kez 1792 yılında Jacques Nicholas Pelletier adlı bir hırsızı idam etmek için kullanılmıştır.
Eller ve kafanın sabit durması için özel boşluklar, yukarıda ağır ve keskin bir metal, etrafta seyirciler, ve o metal serbest bırakıldığında kesilen bir kafa.
Prensip bu.
Bir hakim bir kişinin ölüm cezasının kararını verdiği taktirde bu " ölüm seremonisine" katılmak zorundaydı.
Yalnız, sanırım boş yere çok kafa gitmiştir o dönemde, malum teknoloji filan...
Adını Dr. Joseph-Ignace Guillotin'den alan idam aleti. Guillotin aslen idama karşıydı, ancak onu bu icada iten şey, o dönemki idamların oldukça acı verici işkence unsurları barındırmasıydı. Giyotin ise hızlı ve acısız(-a yakın) bir ölüm demekti. Doktor, bu aletin kendi soyadıyla anılmasını istememişti, bu yüzden de soyadını değiştirdi.
Giyotinin ilk kurbanı Pelletier adında bir hırsızdı(1792). Aynı zamanda Fransız devrimi sonrası 1793-1794 yılları arası Jakobenist Terör Dönemi'nde binlerce insanın başını gövdesinden ayırmıştır.
abd'de hiç bir zaman kullanılmamıştır. onlarda daha ziyade, iğneyle öldürme ve elektrikli sandalye cezası verilir ki elektrikli sandalye daha çok küçük kız çocuklarına tecavüz veya taciz suçundan hükümlülere uygulanır.
idamları izleyenler, hareket eden gözler ya da oynayan ağızlar hakkında sayısız hikâyeler anlatırdı. Hatta bir suçlunun kopmuş kafasının ensesine atılan bir tokatta bir kızgınlık ifadesi oluştuğu bile söylenmişti. Canlı kafalar yüzünden bilimadamları bir çok deney yaptı. Ancak parmak şıklatmalara ve isimlerin telaffuzuna rağmen herhangi bir tepkiyle karşılaşmadılar. Büyük ihtimalle damarların büzülmesi gibi bir sebepten dolayı, kafaların surat ifadelerinin değiştiği söylendi. aletin sahibi giyoten, aletin kendi ismi ile anılması üzerine ailesi hükümetten alet için bu ismin kullanılmamasını istemiş, sonunda soyadlarını değiştirmişlerdir.
giyoten, icadını tanıtmasına ve söz almasına rağmen, birkaç yıl kullanıma sunulmadı. kafa kesildikten sonra, bir çırak fışkıran kanı sepete doldururdu.
öncesinde suçlu, giyotine grmeden önce, ensesi tıraş edilirdi. arabalar ile kenttte gezdirilir, gösterilirlerdi. giyotini, fransız ihtlailinin simgelerinden birisi haline getiren şey, kralın idamında kullanılmasıydı.. kralın hayatına son veren makina olarak, kralın kutsalığı giyotine geçmişti.