kadınlar için sendrom değil, rutin olmuş olaydır.
değil bir dolap, bir oda, bir ev dolusu eşya olsa; giyecekleri bi şeyleri yoktur.
stresi tüm ev halkını sarar.*
yüzlerce kıyafetinden birine karar veremeyen bayan sendromudur. ne giyeceğine karar veremez;
- ay giyecek hiçbir şeyim kalmamış rıfkı alışverişe çıkmam lazım!
diye acıklı ve minik çığlıklar atar.
hemen tüm bayanlar ve karı gibi muhabbetlerde olan erkeklerde görünen sorunsaldır. dolapları kıyafet kaynadığı halde modayı yakalama ya da o mevcut kıyafetleri çok giydikleri için aslında 'yeni giyecek hiçbir şeyim kalmamış' denilmelidir. yine de bardağın dolu tafından bakmak gerekirse, bu giyecek pek bir şeyi olamayan öğrenciler içinde kullanılması muhtemel bir cümledir. evde yiyecek yemeği olmayan, gün aşırı pilav - makarna - hazır çorba üçlüsünden menü oluşturan ezik erkek öğrenci, bira, votkaya para yatırmaktan uzun süre kendisine bir t-shirt bile almaz; işte bir süre sonra kafasına dank eder ki ulan giyecek hiçbir şeyim kalmamış, gelecek ay kredi ile birkaç parça birşey alayım kendime der. fakat tarih tekerrürden ibarettir ve kredi alındığı anda kredi kartı borucuna yatırılır bir güzel. sonra da açık kullanılabilir limitle de alkol alınır, içilir - sızılır. yarın da aynı boktan kıyafetler giyilmeye devam edilir.
bu cümle eşliğinde evin içinde fink atılır, ayaküstü çeşitli depresyonlara girilir, 5 dakika içerisinde tüm ruh hali çöker,ilk ayak basılan mağazada bu belirtiler yok olur.
kimi zamanda oha bu kadar çok kıyafeti ne zaman giyecem ben ya diye düşünen ruh hali değişken kadın sendromudur yani bütün kadınlar zaman zaman yaşar bunu.