gittin ya; denizlerin çekilmesi
dalgaların eğilişi, turnaların göçü
bunu anlattın bana, bir rüzgar
bunu fısıldadı geçip giderken
bekle dediydim, gör yelkovan
ürperişini ve getirdiği müthiş
rüyayi; o cümbüşü, çengiyi;
hepsi esmerdi, çok esmerdi
bir esmerlik kaldı sesinden
bir de kum saati, çöl akrebi;
billürun parçalanmış anıydı,ki
yüzüne sizdiydi işik'in şeraresi
suyu fisildayan çikrik,koyu
yalnizliğa dalmişti ve orada
birikmişti zamanın esmer bir
vedaya benzeyen hikayesi
gittin ya
daha çok özleniyorsun şimdi
ıı
gittin ya, bulutun dağa,dağın
yamaca dediği şuydu galiba:
mecnun çöle döndürür kalbin
yurdunu, leyla ise vahaya
belki sayiklamaya benzeyen
sözler kalır aykırılıklardan,ki
uzun uzun ulur içindeki kurt
zamanı kemiren uzaklığıyla
hayat ile zaman bir muamma
olup hazirliyor ya aldanişlari
unutmak dediğimiz kör ışıltı
orada siziyor kalbin yurduna
ah, yine sitemsiz bir tayin
gölgesi düşüyor dağ geçidine
sağrisinda mahmuz yaralari
eşkininde uğultulu bir uçurum
gittin ya, azad edilen eşkiya
boşluğa düştü rüyadaydi güya
sonra yürüyüp gittiydin işte
dilinde kül tadi, geçmişinde
sevdakar bir hikaye bırakarak
ııı
kedisi sokağa kaçmiş
biriyim ben ve içimde
kekeme bir kuş
ötüyor ötüyor ötüyor
ve son günlerde durmadan
yalpaliyor bütün sözler
birisi adımı sorsa mesela
dilim sürçüyor .