gitmesen olmaz mı

    15.
  1. bitti den sonra bitmiştir, ne söylense ne kadar ağlansa azdır, yalnız geceler, gözyaşlı günler vardır ilerde. yastık gözyaşlarıyla ıslak pamuğa dönmüş, kaç gündür kalkmadan hasta gibi yatılan yatak vucudun şeklini almıştır. çalan kapılar açılmamış, telefonlara bakılmamıştır, hayat artık bitmiştir, geri kalanı işkencedir, ama hep bi acaba vardır, acaba gitsem, acaba desem ki.
    acaba; derin bir tüneldir, dibi sonu olmayan, kapkaranlık bir tünel
    ama günler yatakta geçtikçe belki geri gelir, belki tekrar olur diye görülen rüyalar acaba tünelinin sonunda bir ışık olduğunu düşündürür. belki vardır, belki?
    kapı çalınır, açan olmaz, yok bu saatte evde olmalı

    +alo?
    -kapıdayım üşüdüm, açarmısın.

    işte aylar, yıllar geçen evdesinizdir, ama ev tamamen bir yabancıdır, sizi hoş karşılamamıştır, ev sizin orda olmanızdan rahatsız olmuştur. odada beraber gidilen bir tatilde çekilen fotoğrafınız çerçevelenmiş hala duvarda duruyordur, içinizi bir heyecan kaplar, acaba, acaba o da mı vazgeçemedi?

    -fotoğrafımızı hala kaldırmamışsın (içini bir huzur kaplayarak, çünkü hala orada)
    +tatildeydim, bu sabah geldim, akşama toparlicam hepsini

    işte o an yıkılır, dünya başınıza yıkılsın istersiniz, oradan kaçmak, koşmak koşmak koşmak, dağlara tepelere tırmanmak, orada ağlamak, belki hayvanlar gibi salya sümük yerlerde sürünmek istersiniz, bu acı bitsin yeter ki, zaten artık yaşamak eziyet bana..
    ama hala ışık sönmez, hala acabalar vardır, acaba çok kızgın olduğu için ısrar mı bekliyor, herşey çok güzel olacak diye anlatıp ikna etmemi mi bekliyor..

    +salona geçer misin üstümü giyinicem

    bu adam kim diye düşünürsünüz, canınız ciğeriniz olan, yüreğinizden bir an olsu ayrmadığınız nerede diye düşünürsünüz.
    salondaki tüm eşyalara göz atarken hepsinde bir anınız olduğunu farkeder, içiniz burkulur. müzik setinin ses açma düğmesini kırdığınız için evin içinde sizi kovaladığı, televizyonun bir türlü istediğiniz kanalı çekmediği, doğumgününüzde size süpriz yapacağım diye dolabı devirip tüm tabakları kırması..

    +dışarı çıkıyorum, anahtarım var, eşyalarını alıp çıkabilirsin

    ayakkabısını giyiyor, gidiyor, nereye gidiyorsun diye bağırırsınız, seiniz çıkmaz, gitme diye ağlarsınız duymaz, son çabanızla cılız bir ses çıkar boğazınızdan

    -gitmesen olmaz mı?

    olmazmış..
    80 ...
  2. 21.
  3. ağır bir cümle. gitmesi istenmeyen kişiye çaresizçe sorulabilecek olan son sıradaki soru cümlelerinden biri.
    7 ...
  4. 40.
  5. açık açık soramaz bazen insan.

    bazen kolundan çekiştirerek,
    bazen bir bakışla,
    bazen tutarak elini,
    bazen sadece bir yanağından öperek,
    o öpmek istediğinde bir adım geri çekilerek,
    az ilerlediğinde ardından seslenerek,
    o kalkmaya niyetlenirken sen saatine baktığında,
    "daha erken değil mi" diye sorduğunda,
    alacağın yanıtı bilsen de kendini tutamadığında,
    "bir çay daha içsek mi" ya da "dur biraz beraber kalkarız" derken,
    kısacası beş dakikanın hesabını yaptığında;

    kalmasını istediğinin anlamasını beklediğin, açık açık sormak istediğin ama sadece ima etmekle yetindiğindir.
    8 ...
  6. 17.
  7. ellerin ellerime değdiği an hisettim ayrılığı.. Hissettimde konduramadım... her bakışın biraz daha uzaklaştı .. kelimeler boğazına dizildi çaylar içildi zorla samimiyetsiz bir kaç tebessüm kaçan bakışlar... ve dudaktan zorla çıkarn gitmesen olmaz mı ? ....

    cevap çoğu zaman gelmez gelmez ama cevap beklediğin çoktan gitmiş olur.
    5 ...
  8. 1.
  9. söylemesi zor bir anda kullanıldığında önemli bir laftır. tüm çıkarlardan uzak, sadece nedensiz sevginin bağladığı iki insan çatışır bir noktada -iki insan varsa ortada olmaz mı ya-. sesler yükselir apansız, açılan delikten oluk oluk birikmiş, içe gömülmüş kızgınlıklar, farklılıktan kaynaklanan uyuşmazlıklara şikayetler akar -ki o öyle olduğu için sevilmemiş midir ya-, artık konuşulan konunun bir önemi kalmaz, kontrol dışında amacını aşan bir hengâme başlar, anlamsızlaşır havada uçan kelimeler, kifayetsizlik ve çaresizlik..derken anlık bir hırçınlıkla kapıya yönelir bir kişi..işte diğeri..yani duran; diğeri harekete geçmişken, kafasından bin bir şey geçen, sabit kalakalan..bir silkinip "gitmesen olmaz mı" dese*..kaç dönüş yaşanır belki sevgiye..*

    (bkz: romantik yazarlar)*
    6 ...
  10. 29.
  11. sorarken bile içiniz acır.
    bu soruyu kendinize sorup, yine de gittiyseniz dönüp bakmamalısınız arkaya, arkada kalanlara.
    bu soruya rağmen gidebildiyseniz meydan okumuşsunuzdur hayata; kendinize rağmen.
    4 ...
  12. 16.
  13. bir soru veya istek cumlesi degildir aslen. yalvaristir. soylerken basin dik olsa bile kalbin mutlaka bukuktur. soylemezsin zaten oyle pek. soyleyemezsin herkese. bu sozu soylemene degecek kisi sayisi cok azdir cunku. o yuzden "gidiyorum" diyene cevabin "gitmesen olmaz mi" degil de "peki, git" olur.
    4 ...
  14. 31.
  15. gitmesi istenilmeyen kişiye sorulan soru, madem gitmek istiyorsun beni de götür deme şekli de;
    bir gün gidecek olursan beni de yanında götürür müsün?
    3 ...
  16. 33.
  17. çoğu zaman gitmese olmaz olan kişiye söylenemeyen laftır. yarım kalma pahasına kapatırsınız kelimelerin üstünü. gitmesi yeni filizlere davetiye çıkartacakmış gibi, sanki her sonun yeni bir başlangıç olduğuna inanmış gibi yapmaktır bu soru cümlesini kurmak.

    gitmese olmaz çoğu zaman

    siz öncelikli listenizde başı çeken kişiyi uğurlarsiniz o önceliklerine gider. arkada kalırsınız. kanar yarabandı örtüğü ten oluk oluk...

    yara alırsınız

    giden gider

    bir ürperti eşliğinde titrer, yorgansız dönersiniz eve.

    kavgasız bir hayata merhaba, üstelik kış üstü...
    3 ...
  18. 10.
  19. gözlerin dolduğu, sesin titrediği, beyinden artık hiç ama hiçbir düşüncenin geçemediği, etraftakilerin önemsenmediği, son kez sarılacağını bildiğin anda ağzından çıkan söz öbeği.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük