an gelir ve kimse dokunmasin, konusmasin, soru sormasin istenir; ama bunun mumkun olmadigi anlasilinca uretilen cozumdur gitmek. icinden cikamadiginiz durumlarda, bir turlu yapamadiginiz secimlerde, aciklama yapamayacaginiz durumlarda tercih edilendir. kolay degildir hic bir zaman, pes etmek degildir. her seyi/getirisini/goturusunu goze alip, ceketi alip cikip gitmek cesaret isidir.
ansızın beliren bir sivilce gibi. can sıkıcı. patlatılmaya teşne. sonra geçen gibi duran. sonra aynı yerde yine çıkan. ne kadar görmesen de orda hep izi olan o lanet sivilce gibi gitmek.
gitmek;kimsenin meşrulaştıramayacağı birşey eğer arkada biri kalıyorsa ve senin varlığından haberdarsa...gitmek öle birşey.Biri kalıyor arkada...
Bazen en iyi tercih bazense yaptığımız en büyük hata..ama iyide olsa kötüde olsa dediğim gibi biri arkanızdan bakıyor..
gitmek uzaklaşmak anlamında bir fiildir. gitme işlemini yapana giden denir. giden gitme işleminin bıraktığı boşlukta çok önemlidir. giden önemli demiştik gidenin gittiği yol da önemlidir. eğer gitmesini istemediğiniz birisi gitmeye meylediyorsa işte o noktada gittiği yollara kaldırım taşı olmanız önerilir. böylece gittiği yol siz olursunuz ve giden gidebilmek için sizden geçmesi lazımdır.*
gitmek kolaydır. gidene kadar geçen karar verme süresi ise zordur. zaten gitmeye tam olarak karar veriyorsanız herşeyi göze almışsınız demektir. hele ki sadece kendinizi alıp gidebiliyorsanız gitmelerin en güzelidir..
her zaman zor olandır. kalanlar yalnızca bir kişiyi özlerken gidenler geride bıraktığı her kişiyi tek tek özlerler. mesafe; yan yanayken konuşmadığı insanları bile özletir. hele ki çocukluğunu bırakıyorsan bir şehirde daha da zordur. anıların her sokak başında seni bekler. belki sonsuz bir gidiş değildir ama gittikten sonra hiç birşey eskisi gibi olmayacaktır.
demem o ki çocukluğum, anılarım, ailem ve kardeşlerim her zaman yanıma aldığım çantamın içindeki vazgeçilmez eşyalarım gibisiniz. sizi hiç unutmayacağım...
suyun tadına son bir kez bakmak, suda gördüğün surete daha fazla tahammül edememek ve suya arkana dönmektir. gitmek; dayanamayacağını bile bile susuz kalmaya yemin etmektir.
kaçmaktır gitmek herşeyi bırakıp gitmek özgurluk deil kaçmaktır başka yerlere gitmek.. gidemeyenlere korkak derler ama asıl cesur olanlar onlardır. Ne olursa olsun kalırlar savaşırlar bırakıp kaçtı gitti dedirtmezler gucleri bitene kadar savaşır yettiği yere kadar yaşarlar gururludurlar verdiği savaştada haklı çünkü ait olduğu yeri bırakmamıştır ona sıkıca sarılmıştır savaşmıştır. kazanmıştırda en sonunda peki ya gidenler onlarda hep bi keşke kalır ama diyemezler kimseye gururuna yediremezler ..evet yine söyluyorum gitmek kaçmaktır kalmak ise cesuruların görevi.
her zaman otogar, tren istasyonları, hava alanları ve bunun gibi yerlerden nefret ettiren. hem veda ederken, hem de birini yolcu etme zamanlarında. valiz toplarken birileriyle kavga etme isteği, gereksiz bir stres. gideceğin aracın vakti yaklaştığında ''hadi gidin beklemeyin'' cümleleri veda edilenlere... çünkü daha da zorlaştırır gitmeleri bekleyenler.
uzaklara yol almak. belkide çok yakına ilerlemek. ama sadece uzaklaşmaktır bazen.. bazen ise, tamamen kaçıştır. kendinden kaçış.. yaptığın hatalardan, eline yüzüne bulaştırdığın her şeyden kaçış.. kolay yoldur nitekim. hangimiz bir şeyleri bırakıp gitmedik ki? kendine sığınma isteği.. gitmek çok kolay gibi gözüksede, o kadar kolay olmayan hadisedir.. gözün kararması gerekir. geri dönmüceğinden emin olman ve her defasında dönmek isteyen kalbini durdurabilmen.. söz geçirebilmen lazım benliğine.. ardında bıraktığın: 'o gitti, ve bir daha asla dönmeyecek..' demeli, bunu düşünmeli. madem gitmeyi kafana koydun, bari düzgün bir iş çıkart.. geçmişinde çizdiğin profili kabullenmek ve kurtulamamaktır.. tüm suçun sende olduğunu kabul etmektir.. lanet olası yanlışlarını ört bas etmeye çalışmaktır. gitmek budur. sindirmek ve ardında çöp yığınları bırakmak.. akabinde, kalan temizler çöplerini bir bir.. her neyse, hiç kalabilen olmadım, hep gittim.. ama bir kere bile dönmeyi aklımdan geçirmedim..
kaçmaktır.
kolayı seçmektir.
bazen şerefsizliktir.
bazen yapılan en zor eylemdir.
ama kalmanın verdiği acıyla karşılaştırdığınızda hafif kalır.
bırakmak kolay bırakılmak koyar . **
"Gitmem gerek bu şehirden
Bir rüya oldun sevdamın gergefinde
Neden çocuklar beni gösteriyor
Yağmur yağsa güneşin yerine
Ha gayret güzelim gayret
Biter elbet bu yağmur sabret
Sensizlikten olsa gerek
Çekilmez oldu buralar
Hep benle beraber bulamadıklarım
Bak cesaretim yok artık
Geç oldu yorgunum
Yine deli oldum sayende
Saçında rüzgar..."
bazen bir hedeftir. niye ve neye olduğunun da önemi yoktur bazen. hoş aslında hiç gidememektir ya. hem kalmaktan da zordur aslında. bence bazen gitmek gerekir, kendine , en azından sadece kendine dönmek için.
insanin bazen istemeyerek bazende cok ama cok isteyerek yaptigi eylemdir.
bi yerden uzaklasmaktir bazen, bazende sadece bi yerden degil, hislerden, düsüncelerden, seslerden, anilardan uzaklasmaktir gitmektir, öyle bir duygudur ki bazen icini o kadar yakar, son bir kere bakarsin arkana ve göz yaslarini silemesin bile, bazen ise arkana bakmadan gitmektir, kosa kosa, arkanda kalanlari, arkanda birakmanin sevinciyle dolusundur, mutlusundur.
gitmek o kadar kolay gibi gelsede insana, demesi kolaydir, nedir ki "gitmek" bir kelime, cok basit söylemesi, ama yapmasi, yapmak iste isteme daima zor bir eylemdir. bazen insan alisir gitmeye, arkasindakileri birakmaya, arkasina dönüp son kez bakmamaya, bunu yaparken icten ice bilirsin döneceksin, bir gün, ne zaman beli degil ama bir gün, dönmek istersin,
gitmek; giden kişinin yaptığı eylem...
git; kişiye söylenen emir kipli bir kelime...
gitme; gidecek olan kişinin kalması için söylenen bir kelime...
...ve giden kişinin yaptığı eylem olarak da geçerliliği vardır. gitmek gibidir, ama gitmedir...
mesela; "gitme gitmedir, bazen iyiye, bazen kötüye..." v.b. gibi...