Bugünlerde herkes gitmek istiyor.
Küçük bir sahil kasabasına,
Bir başka ülkeye, dağlara, uzaklara;
Hayatından memnun olan yok.
Kiminle konuşsam aynı şey;
Herşeyi, herkesi bırakıp gitme isteği.
Öyle "yanına almak istediği üç şey" falan yok.
Bir kendisi.
Bu yeter zaten.
Herşeyi, herkesi götürdün demektir.
Keşke kendini bırakıp gidebilse insan.
Ama olmuyor.
Hadi kendimize razıyız diyelim, öteki de olmuyor.
Yani herşeyi yüzüstü bırakmak göze alınmıyor.
Böyle gidiyoruz işte.
Bir yanımız "kalk gidelim",
öbür yanımız "otur" diyor.
"Otur" diyen kazanıyor.
O yan kalabalık zira;
iş, güç, sorumluluk, çoluk çocuk, aile,
Güvende olma duygusu;
En kötüsü alışkanlık.
Alışkanlığın verdiği rahatlık,
Monotonluğun doğurduğu bıkkınlığı yeniyor.
Kalıyoruz;
Kuş olup uçmak isterken, ağaç olup kök salıyoruz.
Evlenmeler;
Bir çocuk daha doğurmalar;
Borçlara girmeler;
işi büyütmeler;
Bir köpek bile bizi uçmaktan alıkoyabiliyor.
Misal ben;
Kapıdaki Rex'i bırakıp gidemiyorum.
Değil bu şehirden gitmek,
iki sokak öteye taşınamıyorum.
Alıp götürsem gelmez ki;
Bütün sokağın köpeği olduğunun farkında,
Herkes onu, o herkesi seviyor.
Hangi birimizle gitsin?
"Sırtında yumurta küfesi olmak" diye bir deyim vardır;
Evet, sırtımızda yumurta küfesi var hepimizin,
Kendi imalatımız küfeler.
Ama eğreti de yaşanmaz ki bu dünyada.
Ölüm var zira.
Ölüme inat tutunmak lazım,
inadına kök salmak lazım.
Bari ufak kaçışlar yapabilsek.
Var tabii yapanlar, ama az.
Sadece kaymak tabakası.
Hepimiz kaçabilsek;
Bütçe, zaman, keyif; Denk olsa.
Gün içinde mesela;
Küçücük gitmeler yapabilsek.
Ne mümkün.
Sabah 9, akşam 18
Sonra başka mecburiyetler
Sıkışıp kaldık.
Sırf yeme, içme, barınmanın bedeli
Bu kadar ağır olmamalı.
Hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz.
Bir ömür karşılığı, bir ömür yani.
Ne saçma;
Bahar mıdır bizi bu hale getiren?
Galiba.
Ben her bahar aşık olmam ama
Her bahar gitmek isterim.
Gittiğim olmadı hiç,
Ama olsun; istemek de güzel.
giderken, gelirken geçtiğim yerlerden geçiyorum. izleri siliyorum. ne için gittiğimi bilmiyorum. ayrılık saati gelmiştir herhalde. gidince gittigimi unutuyorum. bir daha ki gelişim için çarpıyor kalbim. sonra yalnızlık bastırıyor. kalbim sıkışıyor. sabrediyorum. ağlamıyorum. parmaklarım uyuşuncaya kadar.
sonrası hiçlik sonrası yokluk...
kalınca gidişini izliyorum. ne için gittiğini düşünüyorum. saate bakıyorum. kaybolunca otobüs gözden, gittiğini unutuyorum. ne zaman geri gelecek diye hesaplıyorum. sonra yalnızlık çarpıyor yüzüme. kalbim yine tuhaflaşıyor. sabrediyorum. parmaklarım uyuşuyor. ağlıyorum. sonrası varlık sonrası çokluk....
Hayattaki en zor durumlardan biridir galiba. Belki bir kalp atışında yada sıcak bir nefesi içine çekmemektir.
Yol ayrımına gelindiğini anlamaktır aslında. Artık hep bildiğin yerde değildir sevdiğin sesini duymasan da orda oldugunu bilme huzur verir insana ama artık yoktur durduğu yerde uçup gitmiştir artık başka şehirlerde başka havaları soluyordur.
elden bir şey gelmez artık geri dönmek için çok geç yeni günler içinse çok erkendir. Boynunu büküp bakmak belkide gitmek o yüzden hoşcakal demek en iyisi.
birde murathan mungan durumu iyi özetlemiştir;
kimdi giden kimdi kalan
aslında giden değil
kalandır terkeden
giden de
bu yüzden gitmiştir zaten.
iş ev arasına sıkışan her insanın aklından geçen ama başka türlü yaşamayı bilmeyişimizden gerçekleştiremediğimiz çekimi en hoş fiildir.
gittim
gittin
gitti
en güzeli birinci tekil şahıs çekimidir, diğerleri az ya da çok acıtır.
gitmek hani şu, korkakların kalkışamadığı eylem. hani şu herkesin terk etmek olarak algıladığı eylem. gitmek öyle bir olgu ki, evet! dönüşü yok. ama güzel bir şey gitmek. çok güzel şey. çünkü gitmek, en güzeli aramak. memnuniyetsizlikten doğan bir şey değil. zaten o gitmek değil. kaçmak!
memnun değilsen, mutsuzsan, yapamıyorsan, sevemiyorsan, kaçıyorsun sen! gitmiyorsun. çünkü evrendeki her şey o kadar güzel ki. ve her yer
farklı bir şey bulamazsın. yeni bir ülke, başka bir deniz bulamazsın!
ve gitmek dedim, öyle bir olgu ki dönüşü yok. geri dönsen de o toprağa, seni kabul etmedikçe, sen değil o şehir. o yüzden, sevebileceğin ve sevmeye değer olanları gör. bu yüzden varsın.
hoşçakal demeyi biliyorsan, arkanı döndüğünde işte o zaman gidiyorsun sen. hem de belki en güzeline.
gitmek;kimsenin meşrulaştıramayacağı birşey eğer arkada biri kalıyorsa ve senin varlığından haberdarsa...gitmek öle birşey.Biri kalıyor arkada...
Bazen en iyi tercih bazense yaptığımız en büyük hata..ama iyide olsa kötüde olsa dediğim gibi biri arkanızdan bakıyor..
kalmanın tam tersidir. hayattan kaçma düşüncesidir. ve ne yazık ki nereye gidersen git hayat ta sana eşlik etmektedir. sonu olmayan bir uçuruma koşmak gibidir gitmek.