Dünyanın en zor sorusudur. Kimden gittiğine veya kimde kaldığına göre çok uç seviyelerde değişiklik gösterebilir. Şahsen tutmadıkları sürece gitme taraftarıyım. Fakat... Eğer onun buna değdiğini düşünür veya umut edersem kalmaya katlanırım. Hangisi daha zor dersen ikisi de zor olabilir duruma göre. Ama ne yapmam lazım dersen, seviyorsan zaten kalıyorsun düşünme çok derim.
Kalmak zordur giden bi türlü savrulur kurtulur kalana deprem olur üzerine yıkılır daglar ayakları altında olan dünya omuzlarına biner dedigim gibi kalmak zordur kalırsan eger sönmeyen ateşlerde vicdan azabı gibi yanarsın illa gidilecekse ikiniz birden gidin.
gitsem ayrılık olur, kalsam çöl..
gidersem bende hasret olur ve belki beni sevenler de özler ama
anladım ki özlemden hiç kimse ölmüyor, ama ben ölüyorum..
ikisi de. nerden mi biliyorum? iki rolde de oynadım çünkü. Eğer giden tarafsan, giderken bir de kendinden emin olmadan bunu yapmışsan, üzgünüm ama kalbin her zaman kendiyle savaş halinde olacak. ta ki; gitmeyi kalmaya yeğlediğin kişi artık senin dönmeni istemeyene kadar. bu noktadan sonrası basit; pişman olmalar, ben ne yaptım demeler, klişe şeyler anlayacağın.
kalan tarafta olduğunda ise haksızlığa uğramışlık hissi seni bir anda ele geçirip, bütün hücrelerini manasız bir şekilde aleve verebiliyor. o zaman anlıyorsun, aşktan yanmak ne demek ve bunun sadece fiyakalı bir söz olmadığını. diyorsun ki dünya da insanlar da adaletsiz, verip de almadığım, almadığıma dert yanmadığım çok şey var ve elime geçen yine büyük bir boşluktan ibaret; atsan atılmaz, satsan satılmaz. Gün gelip de geride kaldığına dert yanmadığın gün ise senin küllerinden yeniden doğuşun; gidenin pişmanlığa ilk adım atışı olacak.