gitmeden önce şiirler

    9.
  1. Seni düşünürüm
    Anamın kokusu gelir burnuma
    Dünya güzeli anamın
    Binmişsin atlıkarıncasına içimdeki
    bayramın
    Fırdönersin eteklerinle saçların
    uçuşur
    Bir yitirip bir bulurum al al olmuş
    yüzünü
    Sebebi ne
    Seni bir bıçak yarası gibi
    hatırlamamın
    Sen böyle uzakken senin sesini
    duyup
    Yerimden fırlamamın sebebi ne?
    Diz çöküp bakarım ellerine
    Ellerine dokunmak isterim
    Dokunamam
    Arkasından camın
    Ben bir şaşkın seyircisiyim gülüm
    Alaca karanlığımda oynadığım
    dramın

    -Nazım Hikmet
    2 ...
  2. 7.
  3. Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey,
    Dünyanın en güzel sesinden
    En güzel şarkıyı dinlemek gibi
    birşey...
    Fakat artık ümit yetmiyor bana,
    Ben artık şarkı dinlemek değil,
    Şarkı söylemek istiyorum.

    -Nazım Hikmet Ran.
    2 ...
  4. 5.
  5. sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
    yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
    ya canım ellerini tutmak isterse...
    evet sevgili,
    kim özlerdi avuç içlerinin ter
    kokusunu,
    kim uzanmak isterdi ince
    parmaklarına,
    mazilerinde görkemli bir
    yaşanmışlığa tanıklık etmiş
    olmasalardı eğer.
    -can yücel
    2 ...
  6. 1.
  7. gitmeden terketmeden evvel içimdekileri dökeceğim

    uykuların kaçar geceleri, bir türlü
    sabah olmayı bilmez.
    dikilir gözlerin tavanda bir noktaya,
    deli eden bir uğultudur başlar
    kulaklarında
    ne çarşaf halden anlar ne yastık.
    girmez pencerelerden beklediğin o
    aydınlık.
    onun unutamadığın hayali,
    sigaradan derin bir nefes
    çekmişçesine dolar içine.
    kapanır yatağına çaresizliğine
    ağlarsın.
    sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
    bir gün anlarsın aslında her şeyin
    boş olduğunu.
    şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin.
    gün gelir de sesini bir kerecik
    duyabilmek için,
    vurursun başını soğuk taş duvarlara.
    büyür gitgide incinmişliğin
    kırılmışlığın.
    duyarsın,
    ta derinden acısını, çaresiz
    kalmışlığın.
    sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
    bir gün anlarsın ne işe yaradığını
    ellerinin.
    niçin yaratıldığını.
    bu iğrenç dünyaya neden geldiğini.
    uzun uzun seyredersin aynalarda
    güzelliğini.
    boşuna geçip giden günlerine
    yanarsın.
    dolar gözlerin, için burkulur.
    sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
    bir gün anlarsın tadını sevilen
    dudakların.
    sevilen gözlerin erişilmezliğini.
    o hiç beklenmeyen saat geldi mi?
    düşer saçların önüne, ama
    bembeyaz.
    uzanır, gökyüzüne ellerin.
    ama çaresiz,
    ama yorgun,
    ama bitkin.
    bir zaman geçmiş günlerin hayaline
    dalarsın.
    sonra dizilir birbiri ardına gerçekler,
    acı.
    sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
    bir gün anlarsın hayal kurmayı;
    beklemeyi, ümit etmeyi.
    bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın
    gelir
    bütün vücudunu saran o korkunç
    geceyi.
    lanet edersin yaşadığına...
    maziden ne kalmışsa yırtar atarsın.
    o zaman bir çiçek büyür kabrimde,
    kendiliğinden.
    seni sevdiğimi işte o gün anlarsın.
    -umit yaşar oğuzcan
    2 ...
  8. 6.
  9. Ben sana mecburum
    bilemezsin
    Adını mıh gibi
    aklımda tutuyorum
    Büyüdükçe büyüyor
    gözlerin
    Ben sana mecburum
    bilemezsin
    içimi seninle
    ısıtıyorum.
    Ağaçlar sonbahara
    hazırlanıyor
    Bu şehir o eski
    istanbul mudur
    Karanlıkta bulutlar
    parçalanıyor
    Sokak lambaları
    birden yanıyor
    Kaldırımlarda yağmur
    kokusu
    Ben sana mecburum
    sen yoksun.
    Ölmek kimi zaman
    rezilce korkuludur
    insan bir akşam üstü
    ansızın yorulur
    Tutsak ustura ağzında
    yaşamaktan
    Kimi zaman ellerini
    kırar tutkusu
    Bir kaç hayat çıkarır
    yaşamasından
    Hangi kapıyı çalsa
    kimi zaman
    Arkasında yalnızlığın
    hınzır uğultusu
    Fatih'te yoksul bir
    gramafon çalıyor
    Eski zamanlardan bir
    cuma çalıyor
    Durup köşe başında
    deliksiz dinlesem
    Sana kullanılmamış
    bir gök getirsem
    Haftalar ellerimde
    ufalanıyor
    Ne yapsam ne tutsam
    nereye gitsem
    Ben sana mecburum
    sen yoksun.
    Belki haziranda mavi
    benekli çocuksun
    Ah seni bilmiyor
    kimseler bilmiyor
    Bir şilep sızıyor ıssız
    gözlerinden
    Belki Yeşilköy'de
    uçağa biniyorsun
    Bütün ıslanmışsın
    tüylerin ürperiyor
    Belki körsün
    kırılmışsın telaş
    içindesin
    Kötü rüzgar saçlarını
    götürüyor
    Ne vakit bir yaşamak
    düşünsem
    Bu kurtlar sofrasında
    belki zor
    Ayıpsız fakat
    ellerimizi kirletmeden
    Ne vakit bir yaşamak
    düşünsem
    Sus deyip adınla
    başlıyorum
    içim sıra kımıldıyor
    gizli denizlerin
    Hayır başka türlü
    olmayacak
    Ben sana mecburum
    bilemezsin.

    -Attila Ilhan
    1 ...
  10. 10.
  11. fotograf cektirmek icin yan yana
    gelmis iki nesne degiliz biz
    guvercin curnatasinda yan yana akan
    iki gverciniz
    mesafeler birlestirdi bizi bir de
    sozler
    razi olma hicbir sessizlige
    biliyorsun seni seviyorum
    pencereden bakmayi
    ogretecegim sana
    sesin
    balkona asili camasircasina
    havalansin, havalansin dursun
    sokakta degil balkonda,
    disari ciktigin zaman
    romanini yastiginin altina sakla
    siirini mutfaga koy
    bos bir deterjan kutusu vardir nasil
    olsa,
    oykunu yanina alabilirsin elbet
    muzigini de, resmini de...
    niçin güvenemiyorsun bana ?
    -cemal süreya
    1 ...
  12. 11.
  13. Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
    Dante gibi ortasındayız ömrün.
    Delikanlı çağımızdaki cevher,
    Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
    Gözünün yaşına bakmadan gider.
    Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
    Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
    Ya gözler altındaki mor halkalar?
    Neden böyle düşman görünürsünüz,
    Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
    Zamanla nasıl değişiyor insan!
    Hangi resmime baksam ben değilim.
    Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
    Bu güler yüzlü adam ben değilim;
    Yalandır kaygısız olduğum yalan.
    Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
    Hatırası bile yabancı gelir.
    Hayata beraber başladığımız,
    Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
    Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
    Gökyüzünün başka rengi de varmış!
    Geç farkettim taşın sert olduğunu.
    Su insanı boğar, ateş yakarmış!
    Her doğan günün bir dert olduğunu,
    insan bu yaşa gelince anlarmış.
    Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
    Her yıl biraz daha benimsediğim.
    Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
    Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
    Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?
    Neylersin ölüm herkesin başında.
    Uyudun uyanamadın olacak.
    Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
    Bir namazlık saltanatın olacak,
    Taht misali o musalla taşında.
    Cahit Sıtkı TARANCI
    1 ...
  14. 4.
  15. Ümit Yaşar Oğuzcan tek geçerim...
    0 ...
  16. 16.
  17. uyusamayiz sevgilim, yollarimiz ayri;
    sen cigercinin kedisi ben sokak
    kedisi.
    senin yiyecegin kalaylikapta
    benimki aslan agzinda.
    sen ask ruyasi gorursun ben kemik.
    ama seninki de kolay degil,
    kardesim;
    kolay degil hani,
    boyle kuyruk sallamak tanrinin gunu.
    orhan veli kanik
    0 ...
  18. 22.
  19. vaktinden önce anlamanın şaşkınlığı

    vaktinde anlamanın sevinci mi
    ya da biraz geç kalmanın
    o gereksiz tedirginliği mi
    hangisi
    ama belli ki sonundayız herşeyin
    en sonunda

    edip cansever.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük