Gitmeye kararlı insana dahi söylense, o insanı bir an durdurabilecek güce sahip kelime.
Kimi zaman gururlar ayaklar altına alınır bu kelimeyi söylerken..
''Gitme'' dersin.. ''ne olur gitme, hep benimle kal, sonsuza dek...''
Çünkü bilirsin, o giderse sen yarım kalırsın, kimse seni tamamlayamaz..
''Gitme!'' diyebilirsin sadece..
Karşındaki ise, bütün duygularını asmıştır askıya..
GÖzyaşlarını ayaklarının altına alır, son bir bakış atar ve gider..
en Zor kelimelerdendir kısacası.
Yazılması basit, söylemesi en zor kelimelerden..
türkçe sözlü rock muhabbetine noktayı kafadan koyan eser. o derece sağlamdır. kramp 'ın ne denli baba bir topluluk olduğunu cümle aleme gösterir. bağıra çağıra dinlenesi familyadandır. seviniz, sayınız.
yüreğimden söküp atamadığım, eski demeye bile dilimin varmadığı sevdiğimle en sevdiğimiz parça olduğu için gözlerimi kapatıp her dinlediğimde içimi tir titreten şarkı. ben de yeri o kadar ayrı ki her gitme dediğinde ağlayasım geliyor.
kafasına koymuştur bi kere gitmeyi. ne dersen de vazgeçirmezsin. ağlarsın, zırlarsın.. ama yine de gidicektir o bi kere.. bilirsin sonunun böyle olucağını az çok. bilirsin o yokken uykulardan uyanıp kendi kendine "gitme!" diye diye ağlayacağını, hıçkırıklara boğulacağını, zaman farkı olmaksızın gece, gündüz sadece onu, onunla geçirdiğin günleri düşüneceğini, soranlara seni anlamayacakları için hiç bişey söyleyemeyeceğini, yoluna o olmadan keşke'lerle devam edeceğini.. hepsini bilirsin aslında.. ama bütün bunları düşünürken o giderken "gitme!" diyemezsin.. işte o giderken diyemediğin sözcüktür gitme..
gidecek yüreğe sahip olamayanın, gitmeye karar veren güçlü insana bir umut yalvarma nidasıdır. eğer ortada kaçmak eylemi varsa durum şekil değiştirebilir. gidişiyle bütün gemiler yakılabilir. gittikten sonra "ya dönmezse" düşüncesi cinnete sürükleyebilir. can yakıcıdır.
gitme !
lütfen kal...
beni benimle bırakma, sana bu kadar ısınmışken yüreğimi,
ıslatma göz yaşlarımla
gözlerim ıslanmasın ne olur,
kulaklarımı sesinden, burnumu kokundan
mahrum bırakma.
bir yere gittiğin yok belki ama
korkusu bile yetiyor gidişinin, gerçeğine nasıl dayansın
yüreğim...
yapmadığım bir şey yapıyorum bu aralar,
bir kızın karşısına geçmiş beni sevmesini istiyorum.
mavisinin gölgesinde, kırmızısının yanı başında yaşlanmak için
serdar ortaç şarkısı. ayrıca klibinin anlaması çok zordur ancak uzun süren uğraşlar ve analizler sonrası açıklıyorum klibi.
şimdi kız gittikten sonra bunlar yola çıkıyor diyorlar ki hem eğlenelim hem gezelim hem de şu kzı alalım klipteki taş gibi inşaattan çıkan hatunlarda stajdalar serdarın arkadaşı arayınca serdar apar topar çıkıyorlar. sonra göl kenarında bi mola veriyorlar. serdar hazırlıklı börek yaptırmış annesine yumurta haşlatmış bir de çay hem eğleniyorlar işte orda danslar türküler hem karınlarını doyuruyorlar ardından kızın evine gelince serdarın o kızları yanına neden aldığını anlıyoruz.
dirty dancing dediğimiz olayla o kızlar güvenlik görevlilerini etkisiz hale getiriyorlar. sonra evden çıkan ve uzaktan görünen zenci serdarı düşünüdürüyor. aslında kız için geldi ama şimdi diyor ki bu zenciye yar olan kız bana yar olmaz, beni beğenmez artık diyor. sonra kalitesini bozmadan, bozuntuya da vermeden uzaklaşıyor evden
ayrıca bu açıklamayla birlikte, ufak tefek şeyleri de anlıyoruz.
ayaklarına bağlanmış tonlarca ağırlıkla derinliklere gömülürken, can havliyle son kez yukarı doğru yüzmeye çalışmaktır gitme demek ve bazen giden kişiye karşı o ana kadar söylemiş olduğunuz en içten sözdür gitme. pişmanlık, çaresizlik ve şuursuzlukla söylersiniz bu kelimeyi. giden de bilir ne kadar içten olduğunuzu ama artık çok geçtir. sizin de bildiğiniz gibi, o na karşı söylediğiniz en içten söz gitme olmamalıdır asla.
gidene söylenen en umutsuz söz ,bazen içinden söyleyerek teselli bulduğun ,kimi zamanda arkanı dönemediğin anların bunalımı.
gitme, ben hala buralardayken ,hala hissedebiliyorken ve hala kokunu duyarken.
gitme, özleyebilirken ruhum seni ve susarken sana bedenim.
gitme, yanılsamadan ibaret varlığın ayakta tutarken beni.
gitme, ve hala seviyorken seni ,annenin masum şevkati gibi.