Şehir
Bir başka ülkeye, bir başka denize giderim, dedin.
Bundan daha iyi bir başka şehir bulunur elbet.
Her çabam kaderin olumsuz bir yargısıyla karşı karşıya;
-Bir ceset gibi- gömülü kalbim.
Aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede?
Yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam,
kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün,
boşuna bunca yıl tükettiğim bu ülkede.
Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın.
Bu şehir arkandan gelecektir.
Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın,
aynı mahallede kocayacaksın;
aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda.
Başka bir şey umma-
ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte,
öyle tükettin demektir bütün yeryüzünde de.
Zamandan bir gram çalıp da cebime koysam,
Ölüme sunsam, al desem bu var daha ve sonra sussam.
Yalandan bir gülüş çekip yanından geçip dursam,
Al ve vur beni desem düşün, açılır mı sustan?
Bak bu son kez yazılıyor, aşktan münezzeh mahpustan
Kalbimin odalarında aşk var ancak akar dam.
Biliyorum ki yarını yarın olan senaryodan yaşıycam,
Velhasıl günahlarımı ellerimle taşıycam.
ipek bir hasırdan soğuk bir taşa taşıncak ömrüm.
Ben dedim ya fazla vardı, aşkı ikiye böldüm.
Sizin inanmadığınız aşkı ben gözümle gördüm.
Senden başka her caddeye düz bakardım, çünkü kördüm.
Hiçbir şeyin yoksa, her şeyin var demektir,
Kalbiyle yazan bir şaire aşk en güzel yemektir.
Şimdi daha sıcak yaşam kardeşim aş benek benektir,
Yemekteyim ben görüşürüz dedim ya güzeldir;
düşledim seni
hep yanımda ol istedim
kal gitme bu şehirden
her hasret acıtır yürekten!!!