gitar çalmak bir şeye kendini adamak gibidir. Hele ki sevdiğiniz bir şarkıyı icra ettiğinizde çocuğunuz doğmuş gibi sevinirsiniz. bir de bunu çalıyorum sanıp çalamayanları var adam arpej atamaz ama çalıyordur sözde nota bilmez çalıyordur sözde bildiği 2 şarkı vardır akdeniz akşamları ve caddelerde rüzgar.
insanın çok sevdiği bir şarkıyı çalabilmesi, o an, çalan kişiye orgazmla eş düzeyde zevk verir. hele bir de moralin bozukken tam ayarında şarkıları çalıp söylüyorsan en kralıdır.
gitarla şarkı çalmaktan çok başka bir olaydır ve o kadar basit değildir..çünkü gitarı tam manasıyla çalmak sanıldığı kadar kolay değildir. yani gitar çalmak eşit değildir gitarla şarkı çalmak.
insanı ciddi anlamda duygusal bir karaktere büründürebilir, klasik gitarsa eğer. sevgilinden mi ayrıldın? otur evinde, saatlerce şarkılar söyle ona... anlatacak binlerce şarkı var duygularını. hiçbirisi senin kadar iyi anlatamaz elbet, sen yaz bir şarkı da ona gözlerin dola dola. ve söyle...
penceremin önünde
bir gitar sesi,
gece mehtap, gece yıldız
ve en sevdiğim şarkılarla siz
orada mısın?
diye sorar gülümserdiniz!
gitar telindeki gül
elimdeydi birden
belli belirsiz aralanınca tül
derdiniz sanki
işte böyle alınır gönül...
gece mehtap, gece yıldız,
ateş böceği gözlerinizle siz!
bir yanıp bir söner
iki ruh arasında gezinirdiniz!
penceremin önünde
bir gitar sesi,
en sevdiğim şarkıyla siz,
kan kırmızı güller elinizde
tutunup aşk merdivenine
hep bana gelirdiniz...
Öncelikle 2-3 akor öğrenip sahilde hava atmak değildir gitar çalmak. Apayrı bir dünyadır eğer Romance, Natalia, Air On The G-String, Bourre, Hejira, My Way, Love Story, The Godfather, Milonga, Canarios gibi klasik müzik eserleri çalıyorsan...
hanzoluktur. yıl olmuş 2011 hala gitar çalan var der, geçerim dalgamı. ha mesela 2005'te çalsan pek yadırgamazdım, bi' şey demezdim de, yıl 2011 lan allahsız, 2011.
yalnızca gerçek gitar aşıklarının icra etmesi gereken sanattır. gitar senin en yakın dostun, yarana merhemin olmalı. yalnızken gitarınla konuşmalı, üzgünken gitarınla ağlamalısın.
yeri geldiğinde parmakların şişer, elin kesilir; yeni geldiğinde yıllardır çaldığın enstrümana bir anda boş verirsin. rock, metal, jazz, klasik fark etmez. yeter ki gördüğünde belki de en yakın dostunun o olduğunu, her telinin senin sevginle titrediğini unutma.
