aslında biraz üstüne düşülürse kolayca öğrenilebilecek bir hadisedir.
çocukluğumdan beridir elimi hangi enstrümana atsam onu çalmaya başlamam 15-20 dakikamı almıştır. fakat bu geçen sürede anladım ki, enstrümanı çalmakla konuşturmak arasında uçurumlar var.
gitarı ele alalım ki konu gitar; müzik kulağınız ne kadar iyi olursa olsun, o parmak uçlarınız soyulup şişmeden, saatlerce saçma sapan seslerin gürültüsünü kendinize ve ailenize dinletip beyinlere cinsel münasibette bulunmadıkca bu iş olmaz.
gitarı ilk aldığınızda güzel ses çıkmadığında herkes boku gitara atar. ''ulan bak görüyomusun ucuz diye aldık çalmıyo buda işte'' diye düşünen sayısız arkadaşım var. en ucuzunu almakta fayda var çünkü bu gitarı çalma isteği; kızları mest etmek, sosyal faaliyette bulunmak, ilk okulda flütle memoli dizisinin müziğini çok iyi çalardım demek ki gitarda çalabilirim vb gibi bir sürü neden olabilir ve gitarı atarsınız bi köşeye elinizde patlar.
gelişen teknoloji ile artık enstrüman çalmak bile kolaylaşıyor. internetten aratıyorsunuz gitar dersi diye tak çıkıyor ince bıyıklı yandan yemiş büyük ihtimal konservatuar mezunu ama iş bulamamış kabızın biri tek tek gösteriyor neler yapabileceğinizi. ama inanın gördükten sonra ''hah tamam adam gösterdi artık gitarın mına gorum'' diyebileceğiniz bir durum olmuyor. izlediklerinizi pratik etmelisiniz ki kaymağını yemeye başlayasınız.
gitar çalmaklada bitmiyor. tam bir şarkı öğreniyorsunuz falan çatır çatır çalıp söylüyorsunuz oradan birisi çıkıp olmadık bir grubun olmadık bir şarkısını istiyor gitarla. düşün ki ismail yk'dan bas gaza şarkısını gitarla çal diyo. ulan pezevenk turn table mı bu? öküz oğlu öküz. sıkıyorsa çalamam deyin, hemen başlarlar ''sende çalıyorum çalıyorum diyorsun birşey söledik çalamadın sen bu işten anlamıyorsun galiba'' senin ananı...
ben gitar çalmayı öğrendim öğreneli hiç plajda ateş yakıp kızlarla oturup şarkı söleyip çalma şansım olmadı üniversitede olmama rağmen. bunlar tamamen dizilerde yada maddi durumu iyi insanların sahip olabileceği bir konumdur. fakirsen gitar bile çalmaya hakkın yok bu hayatta (ya bi s.ktir git ya ne alaka) harbiden ne alaka, saçmalıyorum işte.
neyse ne diyodum, gitar çalmak güzeldir. bizim oralarda derler ki gitar denilen telli çalgı için chick magnet. ah ulan santana vur gitarın göbeeene göbeeene
sabır ister. Yani bir şarkıyı çalarken zihin başka şarkıları düşünmemeli.
eğer daldan dala atlama şeklinde giderseniz hiçbir şey öğrenilmez.
sadece üç beş şarkının introsunu çalar bırakırsınız.
günlük istikrarlı çalışma ister. Müziğe yetenek olsa dahi bileğin ve parmakların seri olması kas gücüne bağlıdır ve bu zamanla oluşur.
küçükken akdeniz akşamları'nı çalan birine "vay be. gitar çalıyo adam." diye bakarsınız. sonra büyürsünüz, oturduğunuz minicik ilçeye bi' müzik öğretmeni gelir. gitar kursu açar, dört arkadaşınızla katılırsınız. klasik gitarı öğrenirsiniz, ritm atmayı ve birazcık da arpeji. sonra o müzik öğretmeni gider, siz de 3 yıl boyunca doğru dürüst almazsınız elinize gitarı. sonra liseye daha büyük ve imkanları daha fazla olan bir yere gidince elektro gitar çalmaya başlarsınız. o sene sonunda grubunuzla beraber konserde iron maiden, anthrax, megadeth falan çalmışsınızdır, fena da çalmamışsınızdır hani. akdeniz akşamları çalan sahil gitaristlerine bakışınız ise çoktan değişmiştir zaten.*
güzel bir eylem. iyi çalabiliyorsanız çok müthiş oluyor ama ben hala o hazzı tamamen almış değilim. yalnız azıcık klasik gitar öğrenip, sadece ritm atıp "ben gitaristim, gitar çalmayı biliyorum" diye dolaşırsanız size kişisel şekilde gıcık olurum. lütfen.
edit: eksileyin arkadaşım da, insanlar konsevatuarda klasik gitar öğrenimi görüyorlar. ayıp değil mi? bu dünyada erkan oğur gibi bir klasik gitar ustası da var hem. ritm atmayla olmuyor işte.
ilk başlarda havanız olur, sürekli çalmayı ve herkesin bilmesini istersiniz. herkes bildikten sonra sizin bir değeriniz kalmaz, millet sizi oyuncak olarak görür ve sizi gördükleri her yerde bi gitar çal da eğlenelim derler. Artık gitardan soğursunuz ve keşke kimse bilmeseydi dersiniz. Ama iş işten geçmiştir.