tuna kiremitci'nin ilk romani.kitap adi olarak oldukca klise bir tumce secmesine ragmen icerigiyle benden tam not almis okunasi bir kitap.arda'nin hem genclik hem de olgunluk donemlerini ayni anda anlatmasiyla biraz kafa karistirabilir lakin kisacik iki gunde bitirilesi hos birsey.
etki düzeyi liseli kızların beğenisi ile sınırlı olan okuma gafletinde bulunanlara hiç bir bilgi vermeyen,çerez romanların yazarı tuna kiremitçinin okunsada olur okunmasada olur dedirten sıradan romanı.adam yakışıklı ama hakkını yememek gerek
bir genç yazarın ilk roman denemesi için cesaret verici ancak döneminin sayısız güzel romanını gölgede bırakıp satış rekorları kırması, kalitesinden değil, çekici ismi, güçlü yayınevi, ve inceliğidir. ne yazık ki, gerçekten herkesçe keşfedilmeyi hakeden o kadar eşsiz yazar ve kitap var ki. tabii tuna' nın bu işte bir suçu yok. o çok şanslı ve başarılı bir yazar.
bu isimde bir kitap olduğunu bilmesem ve o kitabı okumasam "bırak geyiği" şeklinde cevaplayacağım cümle.
hatta "kaç metre yada kilometre uzaklaşayım" şeklinde dalga da geçebilirim.
kitaplarının adlarıyla okuyucuyu vurmayı başaran ve lakin içerik olarak kısacık ve basit cümleler, gereksiz tanımlamalar ve bir sonuca ulaşmadan, konuyla alaksız ve sırf laf olsun diye yazılıp bırakılan bölümlerden ibaret tuna kiremitçi kitaplarından sadece birinin ismi.
ayrıntı için lütfen (bkz: bu işte bir yalnızlık var), (bkz: a.ş.k. neyin kısaltması), (bkz: git kendini çok sevdirmeden). *
bu tür kitaplar toplumların afyonudur.hayatında bir dünya klasiği bile okumamış bir insan için dünyayının aşk ve sevişmekten ibaret oldugunu zannettirebilir.
tuna kiremitçi'yi karakter olarak da hiç sevmedigim bir insandır.betimlemeleri ve tasvirleri bana charles dickens'ın yandan yemiş versiyonunu anımsatır.bu kitaplarla zaman kaybedilecegine maria venturi'nin paramparça kitabını şiddetle tavsiye ederim.