1979 fransa gp'sinde rene arnoux ile giriştiği meşhur rekabet hala konuşulmakta olan şampiyon olamasa da yarıştığı dönemin iyi pilotlarından ve bir yarış öncesi sıralama turlarında hayatını kayneden Kanadalı pilot.
Yarıştığı dönemde tüm dünyayı kendisine hayran bırakmıştır. 68 kez yarışan Villeneuve ,2 pol pozisyonu, 8 en hızlı tur zamanı, 29 finish göremeyen yarış, 13 podyum, 6 yarış galibiyeti elde etmiştir. Villeneuve Belçika'da 'pol pozisyonu'almaya çalışırken yaptığı kazada yaşamını yitirmiştir.
Pilot "eğer biri bana üç dilek hakkım olduğunu söyleseydi, birinci dileğim yarışmak, ikincisi formula 1'de olmak, üçüncüsü de ferrari kullanmak olurdu." diyerek, hayattaki en büyük üç tutkusunu bir cümlede özetlemiştir.
Yine bir Formula 1 pilotu olan Jacques Villeneuve'ün babasıdır.
öldüğünde enzo ferrari'nin kendi oğlunu kaybetmiş gibi üzüldüğü efsane f1 pilotu.
gilles, aile yaşantısına çok önem veren biri olması ve italyanlar'ın da aile kültürüne vermiş oldukları bilindik değer sebebiyle enzo ferrari tarafından çok seviliyordu. trajik kaza ve gilles'in ölümünün ardından uzun süre kendine gelememiştir enzo.
Gilles Villeneuve
Gilles Villeneuve pekçok insan tarafından tüm zamanların en hızlı ve en kahraman pilotu olarak kabul edilir. Hırsı ve sadece tekerleklerin üzerindeyken yaşadığını hissettiğini söylemesi Senna'nın yaşadıklarıyla benzerlik gösterir. 18 Ocak 1950de Quebec'de doğdu. ilk F1 yarışı 1977 yılında Silverstone'da McLaren takımıyla oldu. 77 sezonunun sonunda geleceği parlak bir yıldız olarak ünü iyice artmıştı.
1978'de Ferrari'ye transfer oldu. Ferrari'nin Gilles ile ilgilenmesinin asıl sebebi Niki Lauda'nın Ekim ayındaki Kanada ayağında aniden Ferrari'den ayrılma kararıydı. Gilles bu vesileyle kariyerinin en kısa ve en maceralı Ferrari bölümüne başlamış oldu. Mosport yarışında bir araçtan sızan yağ yüzünden pist dışına çıktı, Fuji'deki bir başka yarışta seyircilerin hayatını tehlikeye atmamak için gene yarış dışı kaldı. Daha sonra verdiği demeçte şöyle diyordu: "Eğer biri bana 3 dilek dilemem gerektiğini söylese bunlardan birincisi yarışlara katılmak ikincisi F1'e girebilmek, üçüncüsü Ferrari'de yarışmak olurdu."
Villeneuve bir sonraki yıl ilk defa 6 F1 yarışında birden zafer kazandı. 1979'da Jody Scheckter'ın arkasından pilotlar puan sıralamasında ikinci oldu. Emrindeki araçların hiçbiri dünya fatihi Lotuslar kadar iyi değildi, bu yüzden yeteri kadar başarı gösteremiyordu. 1979 Dijon'daki Fransa GP'sinin son turundaki mücadele F1 tarihinde sonsuza kadar unutulmayacak önemli sahnelerden biridir. Jabouille and Arnoux kalkış sıralamasında Renault'larını en ön sıraya yerleştirmişlerdi. Gilles üçüncü sıradaydı. Yeşil ışık yandığında yerinden roket gibi fırlayan Gilles öne geçti. Ferrari pilotlarının her ikisinin de lastikleriyle başı beladaydı; Scheckter geri düştüğünde Jabouille Villeneuve'ye oldukça yaklaşmıştı. Jabouille sonunda
Ferrari pilotlarından liderliği aldı ama seyirciler çılgına dönmüştü. 10 tur kala Jabouille geri düştüğünde bütün gözler Gilles ve Arnoux'a çevrildi. Yakıtı azalan Arnoux Gilles'in sağ tarafında gerisindeydi. Gilles'in lastikleri limitlerini çoktan aşmıştı. 3 tur daha gittikten sonra Arnoux Gilles ile yanyana geldi. Villeneuve'nin ön lastiklerinden dumanlar çıkmasına rağmen Arnoux'u öne geçirmemek için elinden geleni yaptı. Fakat savaşı kaybetmiş, Arnoux öne geçmişti. Gilles'in sözcük dağarcığında "bırakmak" diye bir kelime yoktu! Bir sonraki turda Gilles düzlüğün sonunda frene basmayı tamamen bıraktığında Gilles ve Arnoux'un lastikleri birbirine kenetlendi. Arnoux içeri girip Gilles'in önüne geçmeyi denediğinde çarpıştılar. Arnoux yolun dışına çıktı ama kısa sürede toparlandı, yine piste çıktı. Gilles frene basmak zorunda kaldığında Arnoux gelip arkadan Gilles'e çarptı ve gaza basıp arayı iyice açtı. Gilles kılpayı ile podyumda ikinciliğe çıktı. Seyirciler asla unutmayacakları bu mücadeleyi nefeslerini tutup seyrettiler.
Diğer büyük pilotlar gibi Villeneuve'ün de uyumsuzluk olarak nitelendirilebilecek türde kişilik bozuklukları vardı. Lauda onu şöyle tanımlıyordu: "Formula 1'de görüp görebileceğiniz en çatlak, en deli pilottur, kazanmak için yapmayacağı şey yoktur ama tüm bunların üzerinde çok hassas ve sevgi doludur." Motorlu kızak yarışları, uçmak, araba yarışları düşünüldüğünde Villeneuve'un klasik anlamda bir risk alıcı olduğunu söyleyebiliriz. Fakat arkadaşları aracın içindeyken onun son derece adil ve vicdanlı olduğunu ve kendisinin zararına da olsa kimsenin hayatını tehlikeye atmayacağını söylüyorlardı. Bu özellikler birleşince Villeneuve sadece hayranları için değil diğer pilotlar ve hatta düşmanları için bile son derece sevilen bir kişi oluyordu.
1982 yılında Imola'daki en son turda Pironi, nasıl olsa yarışı kazandıklarını düşünen ve bu sebeple yavaşlayan takım arkadaşı Gilles'in aniden önüne geçti. Gilles takım arkadaşına oldukça öfkelendi ve hırslandı. 2 hafta sonra Zolder pistindeki Belçika GP'sinde aracını oldukça zorladı ve daha yavaş giden March takımından Jochen Mass'ın -aracını yoldan çekmeye çalışsa da başarılı olamadı- aracına arkadan hızla çarptı. Çarpmanın şiddetiyle araç paramparça oldu. Gilles'e hemen acil müdahale yapıldı ancak aldığı yaralar ölümcüldü, o akşam hastanede hayatını kaybetti. Dijon efsanesindeki rakibi Arnoux bile Gilles'in öldüğü gün ağladığını itiraf ediyor. Temmuz 1997'de Kanada, favori pilotları Gilles anısına bir pul bastırdı. Şu anda oğul Villeneuve'ün baba Villeneuve'den daha çok hayranı var fakat Jacques'ın pek çok huyunu babasından aldığını söylememiz ve o şekilde karşılaştırma yapmamız daha doğru olur.
1982 de ölen yetenekli f1 pilotu.ölümünün sorumlusunun ferrari ekibi olduğu enzo ferrari belgeselinde açık bir şekilde söylenmiştir.ayrıca jacques villeneuve'ün babası
jacques villeneuve'un babası Kanadalı f1 pilotu, birçok f1 sevene göre yarıştığı dönemde şampiyonluk yaşamamasına karşın en iyi pilot. 1982 Belçika gpsinin sıralama turlarında hayatını kaybetmiş kariyerinde;
2 pol pozisyonu
6 birincilik
13 podyum olan
yarıştığı 5 senenin 4ü ferrari'de geçmiş olan en iyi derecesi 1979 yılında 2.lik olan pilot.