denedim çokça kez. o yönden içim rahat mesela. denedim hakikaten. bazı şeyleri olmayınca zorlamamalı. ben zorladım da. yine de olmadı. gidiyorum artık, hiç olmazsa içim rahat. yenemedim yine makus talihimi, ama bu sefer denedim. ben de varım diyebilmek bu kadar önemli miydi, bilmiyorum. ama ben dedim. burdayım dedim. artık yokum ama. çünkü olmadı. ama denedim. şimdi gidiyorum. vazgeçtim artık, ama vazgeçmek te kolay değil. bu vazgeçme sözünü bir süre sonra yutup yeniden mücadele edebilirim. ama şimdi gidiyorum, şimdilik vazgeçtim en azından. bavulum hazır, gidiyorum.
daha ne yapmalıydım, nerelerde eksiktim bilemiyorum. çabaladım ama. hiç denemediğim zamanlar da oldu. yenilgiyi baştan kabullenişlerimin sayısı hiç az değil. şimdi yenildim ama ezilmedim. en azından başım dik. gidiyorum ben. buraya kadar değildi aslında, çokça önce vazgeçmeliydi belki. son ana kadar zorladım ama. olmadı, olmaz bazen. söz konusu bensem, genellikle olmaz. ama içim rahat. gidiyorum, vazgeçtim. olmadı. ama denedim.
vazgeçtim bu akşam,her şeyden vazgeçtim ben.
bavulum hazır yarın giderim bu şehirden.
bazen bunu söyleyen kişi karşısındakinden "kal" demesini "gitme" demesini bekler. o yüzden kasmadan ne demek istiyorsak onu demekte fayda vardır. içinizden geçen siktir git demekse siktir git; kal demekse kal demekte fayda vardır. ama içimizden geçenle ağzımızdan çıkan aynı şey değilse acısına katlanmak da müstehaktır.
ardından "nereye?" denilen kelime grubudur.
ama şaka bir yana hüzünlü bir cümledir "gidiyorum...", (cümle çünkü eylemi ve gizli öznesi var)
gidiyorum.
"yalnız, kimsesiz gidiyorum" derken bırakmak geride birini yalnız ve kimsesiz belki de.
içini acıtan bir kazım koyuncu şarkısı...
bir hafta sonra bu şarkı dudaklarımdan dökülecek istanbula ve gidiyorum diycem hiçbir şey almadan birşey vermeden yol ayrılmış görmeden gidiyorum...
vakti geldiyse gidebilmeli insan..gülerek ya da üzülerek!!!
gizemli, istek uyandıran, özgürlük hissi veren bir kelime. insan bazen gerçekten çekip gitmek ister, uzaklaşmak herşeyden, aslında kendinden. kimseye söylemediği, söyleyemediği şeyleri arkasında bırakarak.
söylemesi de yapması da kolay olmayan cümledir efendim. karizmayı hak eder. benim kast ettiğim yeni nesil asklarindaki "gidiyoreaam" vb. laflar değildi.
gidiyorum.
ne acılar çektik seninle.
herkes huzur içindeyken, biz öldüresiye incittik birbirimizi.
herkes sevdiğine sarılıp uyurken, biz aynı yorganın altındaki iki düşmandan ibarettik sadece.
hayır, hayır sana kızgın değilim.
ama kalbime çok derin kesikler attın.
artık, şu an dünyanın bir yerinde ağlayan birinin var olduğunu düşününce bile ağlıyorum.
beni avutacak bir kucaktan mahrum, ağladım gecelerce sen uyurken.
nasıl birbirimizin ellerinden kayıp gitmekte olduğumuzu düşündüm.
seni sevdiğimi kendime defalarca söyledim.
bunu yaptığım için defalarca pişman oldum.
gitmek istedim birçok kez.
biraz daha zaman versek birbirimize.
artık nefeslerimiz birbirine karışsa uyurken.
gözbebeklerin bana gülercesine baksa, nefret ederek değil.
mutluluk izleri bıraksak evimizin her köşesinde.
umutların yalanlarına inanmış, mutlulukla hüzün arasında hüngür hüngür ağladım kaç gece.
saçlarını okşamak istedim defalarca.
uyanıp, benden daha da nefret edersin diye vazgeçtim.
günün birinde sen mutlu bir kızdın: bense karanlık bir adam.
o gün sen mutluluk hayalleri kuruyordun; bense bugünde kaybolmuştum.
kalktım seni uyandırmadan.
yüzümü yıkadım.
aynada kendime baktım; çökmüşüm.
ağlamış olduğumu bir de aynadan görmek üzdü beni.
yapmamam gereken şeyler yapacağımı hissettim.
küçük bir çantanın içine birkaç parça giysi koydum.
alnına tüyden daha hafif bir öpücük kondurdum.
uyanmadın.
uyanma istedim.
gidiyorum.
seni üzdüğüm için çok üzgünüm inan.
gidiyorum.
bir gün birbirimizin cenazesinde görüşmek üzere.
iyi uykular.
tatlı rüyalar.