gidiyorum bu

entry32 galeri3
    1.
  1. 2.
  2. ah muhsin ünlü'nün "âlem"e fiktif-asabi selamı.
    aklım çıkıyor.
    dayanamıyorum.
    dönüp dönüp tekrar okuyorum.
    bir kitap bu kadar mı insafsız olur?
    bir şiir bu kadar mı çivi çakar?
    bir şair bu kadar mı imanlı olur?
    meydan okumak istiyorum.
    cenke susamışım.
    biatı özlemişim.
    itaate varmak istiyorum.
    sadece sokağa çıkıp 5000 kişiyi zımbalayıp, 5000 kişiye ilan-ı aşk etmek istiyorum.
    şiirlerde "yusuf" ya da "kuyu" denmesin artık.
    başkaldırıya madalyası iade edilsin.
    zarifoğlu gelsin.
    yorganın üstüne battaniye örtenler kanaat notu olarak "pekiyi" alsın.
    hatıraları hatırlatanlar kahırdan kazanlarda yansın.
    hatıraları hatırlatanlar gülsuyunda yıkansın.
    şems kim?
    hallac kim?
    latince'yi bilmek zorunda mısın?
    gemileri yakanlar bana kavgayı öğretse,
    sonra gelip sevdayı mıhlasalar...
    bir kitap bu kadar çok şey yazdırmasa...
    ben kendimi bir "halt" sanmasam...
    kendime geleyim ki, herkes bana gülsün.
    bu kitap ilköğretim 2'de iki kez okunsun.
    dahi anlamına gelen 'de' oyundan atılsın.
    ah muhsin ünlü bir şiir daha yazsın.
    20 ...
  3. 3.
  4. "[...]
    ayakkabilarini kapimin önünde görmeyi istiyorum!
    cünkü bu,
    seni seviyorumun icine nal salmak demektir
    ve hareketinin bana durdugunu akla uydurur.
    oysa seni sevmem toplumu mesru kilar
    ve gitmen beni dile indirger sevgilim"
    8 ...
  5. 4.
  6. "ah laikse aşkımız biter elbet bir kışbaharyaz günü
    gözlerin uçurumlar kaydeder avuçlarıma
    bir çınar gövdesini bir hamle daha yayar
    üç içbükey komodin silah çeker vurulur
    sen gidersin, denklem düşer, ben aşk olduğumu ağlarım
    bir kelebek konduğu yerde bir mayın olduğunu anlar.

    biliyorum lir sızmıyor şakaklarımdan
    ve yüzümde şeyh çıldırtan yarıklar da yok
    annem beni hep çok sevdi, kız gördüm mü ağlıyorum
    modern bir alışkanlıktır ölmek, seni dogasiya seviyorum
    ben sana düzenli olarak telefon ediyorum.

    mıknatıssız bir pusula olarak"
    4 ...
  7. 5.
  8. "herşey bitti" dediğin anda bir yaprak kök salar damarlarında, susuz yuttuğun, antibiyotik niyetine aldığın bir yalanın y'an etkileri hazımsızlık yapar. "bana yalanlar söylese yetinecektim, ama yalan söyledi"* kabilinden bir tebdil-i mekan vakasına su verirsin, öfkenin yalancı peygamberliğinde. ki doğrudur, k'an davasıdır bilinçsizce içinde güttüğün, hiçbirşey ifade etmez artık, aşk sandığın bir yanılgının toprakaltı sürgünlüğü... ne içinde büyüttüğün stoplazmik kıvrımlara yol verirsin artık o'ndan geçen, ne de herhangi bir şekilde aya'küstü sancılarına bir durak ararsın o'nda bekleyebileceğin...

    "zamanın akli dengesini bozan trajik sevgililer olacağımıza aynı hastalığın iki farklı belirtsi gibi yaşarız başkalarının vücudunda. daha çok çiçek açarsın, salacak çok kokun var zulanda. şüphesiz,eklenmeye gelmedin ya dünyada birilerine... start hakemin de yok parmağının kasıldığı tetikte. korkmuyorsun da. ya namludan sıfırdan çıkarsa diye..." *

    gibilerinden birşeyler karalamaya çalışırsın haddin olmayarak, g'üç noktaların yerini doldursunlar ya da sadece l'af olsun diye... gidiyorsundur. hepsi budur. ikinizin de ke(n)di olduğu bir hayatta görüşmek üzere...

    ha bir de, "günaydın, gittim ben" diye de cıvıklaştırırdım ya cop'üler kültür ekseninde, neyse...
    2 ...
  9. 6.
  10. 7.
  11. isminden anlaşılıyor ne olduğu. şiir insanın en aslı seslenişidir denir, gidiyorum bu, acaip bir samimiyet içerir bu asliyet içinde. anlaşılmaz gibidir, şaka gibidir şiirler, komik gibidir, ama yara kanıyordur onu anlarsınız. gülemezsiniz bu yüzden, içlenirsiniz. kelebek etkisi gibidir. size "gitmen beni dile indirger" der, siz filistini hatırlarsınız.
    0 ...
  12. 8.
  13. 9.
  14. fikrim $u ki obskurantizmde ulysses ile yari$ir.
    $airinin sadece kendisinin anlamlandirdigi ve/veya anlamlandirabilecegi, ancak okura hicbir giri$-ciki$ kapisi gostermedigi oyle cok ki ifade, anlatim var ki.. efsane bir kitap diyemiyorum. diyememin sebepleri var cunku.

    yeralti edebiyatina; populeri yeren, sistemin carkina comak sokan, muhalif duru$uyla kendisiyle yonde$ goru$ sahiplerini de yanina alarak, "kotu" olana kar$i bir duru$ yaratan, yaraya pansuman kabilinden filantropi urunu eserlere ve eser sahiplerine; goz onunde olmayip piyasala$mayana kar$i cok $ahane hisler beslemeyi ata sporu haline getirmi$iz. ust duzey bir kitap gibi duruyor mu sizce bu?

    yok kendisi bastirmi$ da birtakim cevreler de bunu sahiplenmi$ler gibi bir meyil var, ben buna kilim. edip cansever'in tek bir $iirini $u kitabin tumune degi$mem desem sevenleri kizacaklar; bayiliyoruz mistisize edilmi$ olani goklere cikarmaya, bayiliyoruz az bilineni pohpohlamaya.

    "kimse bilmiyor bu grubu, kesin superdir $arkilari"
    "kimse izlememi$ lan bu filmi; kiymetini bilememi$ler"
    "olm bu kitabi adam kendisi bastirmi$, piyasada bile yok"

    orgazm oluyor musunuz $u du$unce trafiginde merak ederim. ah muhsin unlu ah, "sinemanin 50 senelik omru kalmi$tir" diyecek kadar bayagila$tirdi ya seni bu sistem, ona benim kafam girsin. kusura bakma.
    8 ...
  15. 10.
  16. 11.
  17. en iyi ilk kitap. memleket sathına yayılmış şiirsizliğe ilaç niyetine gidecek şiirler yaralarınızı sarıyor,sonra yaralıyor tekrar sarıyor bu sarmal bir süre sonra şifozren hal alıyor. *
    3 ...
  18. 12.
  19. "Ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmek"
    5 ...
  20. 13.
  21. -karıcığım bana eroin koya-

    rabbim şimdi bir polisi tutuklar gibi
    değişik bir hayvan tıkanıyor göğüslerimde
    menşei cam çocukların haysiyetiyle
    pasiflora anlamında tren koşayım
    koşayım filmlerin ismi bu olsun
    şehre laciverd bir ceket gibi yakışsın yağmur
    rabbim gör rabbim duy rabbim bağışla
    rabbim kızın annesi bankada memur.

    sol yanlarım cumartesi küle çalışsın
    mason teşkilatlara çarpsın bisiklet
    titreyeyim muştalara sapayım kopkor
    rabbim kız okula geliyor.
    yaşasın cumhuriyet!

    ......

    ah muhsin ünlü'nün 1993 ve 1998 yılları arasında yani 20 ila 25 yaşlarındayken yazdığı şiirlerinin yayınlandığı kitabının ismidir gidiyorum bu*

    edebiyat çevrelerinden kabul görüp görmediği noktasında tartışmalar yaşanır durur kitap için. bazıları için bi paçavradan ibarettir bazıları içinse dünyada şiir için söylenecek en nadide mısralar. her iki fikrinde taraflarına saygı duyarım şiirden hiç anlamayan biri olarak. ama şunuda kabul etmek gerekir ki underground denince edebiyat müzik veya herhangi bir sanat dalında nedense bireysel ve toplumsal bazda reaksiyonumuz daha acımasız olabiliyor. ah muhsin ünlü bundan fazlasıyla ağzının payını mı almıştır yoksa bazılarının iddia ettiği gibi bunun ekmeğini mi yemiştir bilmiyorum ama ah muhsin ünlü için şahsi kanaatimi belirtmem gerekirse yine belkide modern bir refleksle yine onun kendi ağzından belirteceğim bunu:

    Yoksa ne şiirdir, ne şiir değildir; mısra nasıl çatılır; eh, bunları ben de biraz biliyorum çok şükür.

    Peki, kabul; birçoğunuzdan daha iyi biliyorum.
    1 ...
  22. 14.
  23. --spoiler--
    Bugün sokakta yürürken bütün kızlar bana baktılar.
    Allah Allah niye hep bana bakıyorlar ki diye düşündüm,
    sonrada bugün meğer Murat'ın gömleğini giymişim.
    --spoiler--
    2 ...
  24. 15.
  25. ah muhsin ünlü`nün tek şiir kitabıdır. bir eskimo türküsüyle başlar,cahit zarifoğlu dizesiyle biter.

    "ve elbette bunları çabucak geçelim sevgilim"

    reloaded versiyonu d&r mağazalarından temin edilebilir.
    1 ...
  26. 16.
  27. kasım 2011'de 6. baskısı yapıldı.
    bir şiir kitabı için ciddi bir ilgi gördüğünü söylemek lazım.
    şiir adına sevindirici bir durum bu.
    2 ...
  28. 17.
  29. az önce okuyup bitirdiğim ve yer yer beni çok etkileyen ah muhsin ünlü'nün şiir kitabı. kendisini leyla ile mecnun'un yönetmeni onur ünlü olarak tanıdım ilk defa ve anında bir hayranlık uyandırdı bende. keşke daha önceden tanısaymışım bu adamı dedim. hemen filmlerini izlemeye koyuldum ve evet dedim bu adam harika bir adam. gel gelelim gidiyorum bu isimli şiir kitabını geçenlerde doğumgünümde bir arkadaşım hediye etti bana ve bir çırpıda okudum bitirdim. açık olmak gerekirse çoğu şiirden çok da bir şey anlamadım ki bu çok da umrumda değil. bazen okuduğunuz bir şiirin ya da izlediğiniz bir filmin size bir şey hissettirmesi ya da bir şey vermesi gerekmiyor. sadece okuyun, izleyin dümdüz. yer yer gülün, sorgulayın ama ille de bir şey vermesini, hissettirmesini beklemeyin. harika bir boşluk ve bu boşluktan doğan hayata, değişik bir bakış açısı bu. çünkü bence ah muhsin ünlü'nün yapmak istediği de buydu. o anlaşılmazlığı, o absürdlüğü insanlara aşılayabilmek. kitapta ah muhsin ünlü'nün dini tarafı ilgimi çekti çünkü şu an da yaptığı işlere bakıldığında onun bu tarafı çok garip geldi bana. çok da etkiledi ayrıca. kitabın açılış sayfasındaki ''bir eskimo türküsü'' bence ah muhsin ünlü ya da diğer bir deyişle onur ünlü kafasını anlamaya yetecek sadelikte ve açıklıkta bence.

    --spoiler--
    Güleceğim tutuyor.
    Kızağımı kırdım çünkü.
    Kırıldı orta direkler. Güleceğim tutuyor bu yüzden.
    burda, talaviyak'da
    bir buz kümbetine çarptım devrildim diye güleceğim tutuyor.
    oysa gülünecek nesi var bunun ?

    bir eskimo türküsü
    --spoiler--

    kitaptan beni etkileyen bazı bölümler

    --spoiler--
    öğrenciydi.
    bir kıza aşıktı
    ve aynı zamanda başka bir senaryo üzerinde çalışıyordu.
    --spoiler--

    --spoiler--
    -peki ağaçlar neden çekip gitmezler o zaman ?
    -çünkü hakikat gayetle ağır bir meslektir.
    --spoiler--

    --spoiler--
    rimbaud okumuşuz gibi soluyor şurdaki tank bak.
    --spoiler--

    --spoiler--
    sokağımızdaki kuşlar peki ? :

    evet, sokağımızda kaç tane kuş bulunur ? : sayısını bilemiyorum, çok var.
    ne yapıyorlar ? : kimisi uçar, kimisi de iki ayağının üzerinde birden -yahut tek ayağının- dururlar öyle.
    babaları var mı ? : evet sanırım. babaları zengin değil.
    öyle mi ? : evet, öyle.
    --spoiler--

    --spoiler--
    artık seni bir çiçeğin yerine kopartmak
    istiyorum sevgilim.
    --spoiler--

    --spoiler--
    ayakkabılarını kapımın önünde görmeyi istiyorum !
    çünkü bu,
    seni seviyorumun içine nal salmak demektir
    --spoiler--

    --spoiler--
    modern bir alışkanlıktır ölmek, seni doğasıya seviyorum
    --spoiler--

    --spoiler--
    öfkemi devletle bir toprağa gömüyorum
    --spoiler--

    ayrıca;

    insanlar başlığı altında annem'e diye ithaf ettiği günlükler kesinlikle okunmalıdır.

    bunun yanı sıra kocelisin sen bizim canımız şiirindeki ''bağırmayan taraftar siktirsin gitsin'' dizesiyle kahkaha atmaya sebep olurken yine aynı şiirin her dizesinin sonunda söylediği ''U must say good-bai 2 me.'' ile de hüzünlendirir.

    ve tabi ki şu şiirlerin kesinlikle okunmadan geçilmemesi gerekir.

    (bkz: törer bambosu patlaka)
    (bkz: ah o gemide ben de olsaydım)
    (bkz: resulullahla benim aramdaki farklar)

    bütün eve dönmek isteyenlere...
    2 ...
  30. 18.
  31. Seni öyle seviyorum ki condeleza, bebeğim
    Ağzına veresim geliyor ağzımdaki dişleri.
    3 ...
  32. 19.
  33. 20.
  34. "Ah Muhsin Ünlü, 1973 yılında izmit'te doğdu. Altı yaşından itibaren yirmi üç yıl boyunca öğrenci olarak yaşadı. Öğrencilikle ilişiğinin kesilmesinin ardından fotoroman yönetmenliği, düğün müzisyenliği ve ticarî yazarlık yaptı. 22 Haziran 1993 günü akşamı, saat altıya çeyrek kala başladığı şiir çalışmalarına, 4 eylül 1998 sabahı on biri yirmi geçe son verdi. Tekrar şiire başlamak için uygun koşulların oluşmasını tevekkülle ummak istiyor."

    Kitabındaki öz geçmişi her şeyi anlatıyor zaten..
    0 ...
  35. 21.
  36. sen beni öpersen adlı türk şiirinde imge patlaması yapan şiiri içinde bulunduran, iletişim yayınları tarafından basılan piyasada 8 liraya satılan kitap.
    1 ...
  37. 22.
  38. --spoiler--
    sol yanlarım cumartesi küle çalışsın
    mason teşkilatlara çapsın bisiklet
    titreyeyim muştalara sapayım kopkor
    rabbim kız okula geliyor, yaşasın cumhuriyet!
    --spoiler--
    1 ...
  39. 23.
  40. Son 10 yılın en iyi şiir kitaplarından birisidir, hatta 1.cidir.En vurucu şiiri paylaşıyorum. Kapak resmi çok ünlüdür.

    ben sana düzenli olarak telefon ediyorum.
    adlı bir cengaver olarak telefon ediyorum.
    hakiki cinayetler işleniyor görüyorum.
    isa görüyor, şeyhim görüyor, ben görüyorum.
    ben sana düzenli olarak telefon ediyorum.

    yüzyıl şilisinden bir jazz javulcusu inliyor tam arlarımda
    hiç durmadan kentli mağlup kıyasıya mağrur ve mor
    bir çocuğum şimdi pişman olmak için
    birbiriylebağlantılıyüzbinlerceyılım var.

    seni sevmem
    bu savaşı
    kesintiye uğratmaz
    ama ordan bakma!
    bu, werther`in
    leş kanını
    gül kılar.

    birleşmemiz radikal olacak ben kan vereceğim
    otobüsler olacak, trenler, bütün öldürülmüş cumhuriyet şehirleri
    saçlarım uzun olacak, bıyıklar, gözlükler, gideceğim
    çığlıklarla düzülmüştür aşk şiirleri.

    gideceğim en eski öykümde devlet denen şirk yazacağım
    göz bebeklerimde kent gördükçe kırılan gıçlar,
    ve bir dizeyi haklar gibi terli ellerim
    bu çağın açısını dik tutacaklar.

    bana bir öpücük verin yoksa galip döneceğim
    ufka bir bakın ordum akıp gidecek
    elimde çözülecek makina ve cinayet
    marşlar yazıp halkımla söyleyeceğim yoksa.

    inanmışım kaybetmek esrarıdır olmanın
    çıldırmış bir vaşak gibi kaybediyorum.
    ipimden kurtulmuşum kaybediyorum.
    birleşmiyor ellerimiz haykırıyor trapez
    tanklar tank olup geçiyor üstümüzden

    helvetius haklı, devlet şaşkın, piyanist kara
    memleket sana rağmen ket vururken yarama
    şu çıplak çocuk şu büyük türk şairi ben

    -ve emir 'kun' diyor; doğuruluyorum-

    'bu ülke'den daha bıçkın tamlama bilmiyorum.

    bana bir öpücük verin yoksa şair öleceğim
    ilk dildar tohum ekecek sözüme yoksa
    ve bir dizenin tan yerini ağartamsıysa
    ellerini tutarım ki kudurtucudur.ellerin
    bunun için gözlerinin meryem hali sevgilim
    gözlerinin meryem hali gerçek yurdumdur
    ki zuhrettiğinde ilk formuyla isa yeniden
    ağlıyorum, ağlıyorum, ağlıyorumdur.

    ben bu çağdan bir kere de şerefimle geçeceğim
    lazım gelen gülleri göğsüme gömerek
    birleşmemiz radikal olacak ben kan vereceğim
    bunu daha çok küçükken bir film de görmüştüm!

    ah laikse aşkımız biter elbet bir kış baharyaz günü
    gözlerin uçurumlar kaydeder avuçlarıma
    bir çınar gövdesini bir hamle daha yarar
    üç içbükey komodin silah çeker vurulur
    sen gidersin, denklem düşer, ben aşk olduğumu ağlarım
    bir kelebek konduğu yerde bir mayın olduğunu anlar.
    beynime düşer infilak eder

    ben dünyaya karşı durmak ile meşhurum
    olma. yokluğun bulunmaman bedenime lacivert lavlar akıtır.
    nasıl çekip gitmiş bir şaman
    çekip gitmiş, bir şaman değilse en çok
    benim gibi sonsuz bir at
    hiç koşmuyorken de attır.

    biliyorum lir sızmıyor şakaklarımdan
    ve yüzümde şeyh çıldırtan yarıklar da yok
    annem beni hep çok sevdi, kız gördüm mü ağlıyorum
    modern bir alışkanlıktır ölmek, seni doğasıya seviyorum
    yeniden dünyaya gelsem yeniden seni severim

    ben sana düzenli olarak telefon ediyorum.
    adlı bir cengaver olarak telefon ediyorum
    hakiki cinayetler işleniyor görüyorum
    isa görüyor şeyhim görüyor ben görüyorum
    ben sana düzenli olarak telefon ediyorum
    mıknatıssız bir pusula olarak

    ah muhsin ah
    1 ...
  41. 24.
  42. 25.
  43. sipariş ettikten sonra gelmesini 15 günden fazla beklediğim kitap. lakin değdi.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük