evet herkes gitsin ve manhattan'ı görsün. gerçekten öyle gönülden isterim ki anlatamam. gidin bir görün orada her ırktan, her dinden, her dilden, her renkten insanlar nasıl da güzel yaşıyorlar, nasıl insanca yaşıyorlar.
neyse onu da geçtim orada kaldığım süre içinde iki tane büyük fırtına ve bir tane de tornado'ya denk geldim. 5 dakika içinde herşey yerle bir oldu, kaldırımlar yerinden kalktı, ağaçlar kökleriyle söküldü, arabaların ve evlerin üstlerine düştü çatıları parçaladı. ancak hiçbir insan zorluk yaşamadı, o kadar organize birimleri var ki hemen yollar açıldı, ağaçlar toplandı falan, elektrik de kesikti o da geldi hemen, insanların panik olduğunu hiç görmedim. daha sonra da kasırga çıktı aynı bu sene olduğu gibi, hayatımda öyle yağmur görmedim arkadaş, ama o yağmurda ne kayıkla gezeni gördüm ne sokakların su içinde kaldığını...o televizyonlarda izlediğimiz su içinde kalan yerleri bizim burda köy diye adlandırdığımız yerleridir heralde arkadaş amerikan köyü.*
gitseniz görseniz "yaşamıyoz lan biz" dersiniz zaten de onu geçtim orada herşey "insan"ın yaşaması için yapılmış arkadaş. sadece amerika için demiyorum avrupa da öyle. ama bizimkiler napıyor burda deprem olunca anca toparlanır giderler sonra o deprem için alınan vergilerle utanmadan çıkıp "yeaa biz onlarla yol yaptık yeaa eneee" derler. lan oğlum orda böyle bişi de var ya halk seni kör testereyle doğrar ya, herkesin o hunharca taşşak geçtiği aramızda söylediğimiz " hey dostum ben vergimi veren bir vatandaşım" repliği nasıl doğru birşey anlatamam, orda öyle bir hesabını soruyorlar ki anlatamam, buna benzer bir olay olsa bütün brooklyn toplanır...gerisini anlatmama gerek yok heralde. ama biz napıyoruz vergimiz kimlere peşkeş çekiliyor bilmiyoruz bize hizmet edilsin diye bayıldığımız onca para kimlerin cebine gidiyor umurumuzda değil sonra hizmete gelince ağzımız açık kalsın...