(bkz: oh olsun)
kedi uzanamadığı ciğere mundar dermiş felsefesi de olabilir tabi. anladık bir kere ulaşmış ama belki pişman oldu ve ondan sonra da ulaşamadı tabii mundar oldu artık o ilişki felan.
(bkz: kapı açık arkanı dön ve çık)
ve tonlarca intikam şarkısı.
ve tonlarca anathema şarkısı yanına da yanar dönerli bir empyrium.
pişmanlığın faydası yoktur, ki kızın güzelleşmesinde bizim de katkımız olmuştur, eğer terketmeseydik buna hırslanıp kendine bakma gereği duymayacak duyarlılıkta olurlar. ama yine de iç geçirmek adettendir.
ama yok bu gözlerdeki pırıltının, tendeki beyazlığın, surattaki gülücüklerin ve o "al beni" aurasının kaynağı yeni sevgilisiyse, vay bana vaylar bana vay anam vay hissiyatıdır o görünen güzellik.
yine de sizi kıl edecek havalara giriyorsa şayet; o sizin güzelliğinizdir ondan yansıyan.
sahip olunmayan şeylere karşı hep bir arzu vardır insanın içinde. örneğin; çok değerli bir nesne uzaktan bakınca alınasıdır, hayal süsler ama size ait olunca koyarsınız cebinize belki bir daha bakmaz, orada olduğunu bile unutursunuz. hele ki eskiden sahipseniz ve artık sizin değilse daha da çekici olabilir kimi zaman.
başka birine aşık olmuştur yüzüne vuran bunun güzelliğidir . kıymetini de bilir yeni aşk hem sızlansın eskisi. avucunu yüz hizasına getirip yalayabilir.
bizzat kendim yaşadım biliyorum. evet efendim bir zamanlar bende gözlüklü, diş teli takan ve bir çocuğu deli gibi seven çirkin bir kızdım. gelin görün ki bu şahsı facebookta buldum. pişmanlığını her defasında belirtir *
'bir kadın ne zaman güzelleşir?' sorusunun cevabını görmenizi sağlayan kadındır.
bir kadın sevildikçe güzelleşir. ona ilk aşık olduğunuzda, sevginizi çekinmeden gösterdiğinizde, sevgiliniz sevilmenin verdiği özgüvenle güzelleşir. siz onu sevdikçe o da kendisini sever, o kendisini sevdikçe siz onu daha çok seversiniz, siz onu daha çok sevdikçe o güzelleşir.
sonra -kaçınılmaz olarak- problemler çıkar, sevginiz azalmasa da sevgi gösterileriniz azalır, sevgiliniz sevginizden şüphe etmeye başlar. hem ilişkinin eskimesi ve sevgilinizin kendine eskisi kadar özen göstermemesi sebebiyle, hem de kadının ruh halindeki ve ilişkideki iniş çıkışlar sebebiyle eskisi kadar güzel gelmemeye başlar sevgili.
sonra ne olursa olur, ayrılırsınız. bitti, gitti dersiniz.
kadın terk edildiyse ilk etapta özgüven problemi yaşar. bir dönem ortalıkta görünmez büyük ihtimalle. kişiye göre değişen bir süre sonra acısı hafifler, hiçbir acı sonsuza kadar sürmez ne de olsa... artık özgüvenini ve özsaygısını yeniden kazanma zamanıdır kadın için. bu dönemde kendine daha çok bakmaya başlar, artık geçmişi aklından çıkarmayı başardığı için gözü başkalarını görmeye başlar. tabii başkalarının gözü de onu...
şimdi tekrar beğenilme dönemi başlamıştır. kadının algıları açılmıştır, etrafta neler olup bittiği tekrar ilgisini çekmeye başlamıştır, etrafında ondan hoşlanan insanların olduğunu görüyor, daha iyi hissediyordur. kendine güveni geri gelmiştir. işte döndük tekrar başa; kendine bakan, kendine güvenen kadın; ondan hoşlanan, gururunu okşayan adamlar, hoşlanıldıkça güzelleşen, güzelleştikçe hoşlanılan bir kadın, 'eski sevgili'... hele ki yeni bir aşk varsa hayatında, birinin 'yeni sevgilisi' ise, tabii ki güzel görünecektir. aşk her zaman güzelleştirir kadını.
eski sevgilinin giderek güzelleşmesi bu döngünün bir parçasıdır işte.
bir süre sonra dönüp baktığınızda ayrılırken karşınızda duran mutsuz kadını değil, kendinden emin ve mutlu bir kadın görmüşsünüzdür. sevilen her kadın gibi yüzü gülmektedir. belki de sizin ona aşık olduğunuz günleri hatırlatmıştır size, çünkü 'aşk' ve 'aşık insan' aslında hep aynıdır. her yeni aşk aslında tanıdıktır.