Giderayak işlerim var bitirilecek,
giderayak.
Ceylanı kurtardım avcının elinden
ama daha baygın yatar ayılamadı.
Kopardım portakalı dalından
ama kabuğu soyulamadı.
Oldum yıldızlarla haşır neşir
ama sayısı bir tamam sayılamadı.
Kuyudan çektim suyu
ama bardaklara konulamadı.
Güller dizildi tepsiye
ama taştan fincan oyulamadı.
Sevdalara doyulamadı.
Giderayak işlerim var bitirilecek,
giderayak.
feridun düzağaç'ın grup tını zamanında değil miydik ismiyle yorumladığı,bestelediği can alıcı bir orhan veli şiiri.
orhan veli düsturundan uzaktır ayrıca, bir nefeste yanyana dizilmiş gibidir sözcükler, giderayak yazılmış gibi, aya^küstü...
Yaşları sekseni aşan dört duayen aydın; Hayrettin Karaca, Muazzez ilmiye Çığ, Aydın Boysan ve Tarık Minkari nin sohbet programının ismidir. tam izlenecek program. sohbetleri çok hoş.
yüzünüz yüzlerceye kırıksa size tatlı bir gülüş inşa etmeye, diliniz kesikse ses, eliniz kopuksa sarılış, bacağınız eksikse vuslat ve varış sunmaya kudretim yetmez.
belki giderek önemsizleşiyorumdur, belki uzaklaşıp yabancılaşıyorum ölümün soluğunu ensemde hissederken hayatınızdan. içi iltihap dolu bir sunakta idam ediliyor düşüncelerim.
belki bu sebepten, içi kan dolu bir yemine sığdırılıyor ruhum. gecenin karanlığında gördüğüm melekler susuyor bana. belki devede kulaklaşıyorumdur giderayak.
yüreğimde yerçekimini hissedemiyorum artık, toprak çekiyor beni. ölülerin fısıldayışlarını duyuyorum ne çok... belki...
muhakkak, zihnimizin bir yerinde, aziz olarak kutsadığımız herhangi bir yerimizde (mülkümüzde, erkimizde, hükmümüzde, darbımızda, kelamımızda, şefkatimizde, korkumuzda), olmak istediğimizde, olduğumuzda, geride bıraktığımızda, hayıflarımızda, habisliğimizde, hesaplarımızda ve her neyse. bir saklı bahçemiz vardır.
''handan hamamdan geçtik, gün ışığındaki hissemize razıydık'' dizeleri çaresizliği, umuda susamışlığı öylesine bir yansıtır ki dahası yoktur. işte böyle yazmıştır orhan veli..
son zamanlarda rastladığım en ilginç, komik, şaşırtıcı, ibretlik televizyon programı. kanal b de yayınlanıyor. moruk, ölmek üzere dinsiz, ateist vs kim bulursa çıkarıyorlar, geyik muhabbeti yapıyorlar. gönül ister ki oturup konuşsunlar, "bak biz ölüyoruz, ahiret var, cennet var, cehennem var, aklımızı başımıza toplayalım, iman edelim, tevbe edelim, namaz kılalım..." yok efendim.. bunlar milattan önce bilmemne yılında başlarına gelen ve kimsenin işine yaramayacak anılarını anlatıyorlar. Allah akıl fikir versin.
hahaha programda çıkanları gördükçe adını çok manidar bulduğum program. yaşlı dırdırı denen şeyin tam olarak tv'ye yansıtılmış hali. adamlara dokunsanız ölecek gibiler. O yüzden programın adı "giderayak"!
sabahattin kudret aksal'ın 1956 yılında yayınladığı ve türk dil kurumundan ödül almış olan yaralı hayvan adlı öykü kitabındaki birbirinden güzel öykülerinden birisidir. doğduğu şehirden yükseköğretim için istanbula giden ve sonrasında felsefe öğretmenliği yapmaya hak kazanan bir öğrencinin, bir genç bedenin aslında yazarın kendisinin içinde bulunduğu psikolojik durumu çok başarılı ve dokunaklı bir şekilde anlatmıştır. 4 yılını geçirdiği bu şehirden ayrılacaktır ve geride bırakları ile karşısına çıacak olanlar zihnini karıştırıp gönlünü yormaktadır. mezuniyetin verdiği duygusal buhranı yaşayanlar çok iyi bilirler bu durumu.