Alınacaklar listesine çarşaf, battaniye, yatak bazalı ve bazası makaslı. Ama yatağı standart ortapedik olacak/mış) masa, sandalye. (şerit metreyle başlamışım listeye). Yatak, kitaplık, öteki öteberiler vesaire...
Ben buralarda değilken beni aralarından ayırmayıp arayanları aramayı da unutmamalıymışım sırası gelmişken.
Muhtarlıktan nakil gerekiyormuş. karalamalar kargaşası içinde yeni bir formalite daha. Başlayınca katlanarak artan kırtasiye işleri. Biçim kaygısız bir denge içindeyken ben ve satırların aralarını bozan düzenbaz öteki, kalem. Haki omuz çantama sığdıramadığım sentetik dünya. Atletik bir yapım var oysa. Atlatırım en çetin zorlukları da.
Aidatlarım birikmiş. Demek ki ait olduğuma karar verilmiş. (Ödedim biriken günü geçmiş borçlarımı). Uzaklardan alacaklarımı hesapladım. Yakınlara vereceklerimi. Hesaplarımı sayısız şaşırtan bir hafızayla birşeyleri birşeylere bölerek, birşeylerden birşeyleri çıkararak. Hiçbirşey olmaz olur mu birikmek azar azar büyüyerek ?
Herhangi bir kuruma dilekçe yazmışım. aslında bir suret olan kuralsız herhangi bir hiç şey yazmışım. Ama kuralların karşısında olmak yoruyor artık.
Küçük krokiler çizmişim. Ölçülerini aşmışım eşyasız alımların. Alacağım eşyalar ölçülerimi almışlar. Alanlara taşan bir emeklemeymiş bu ayaklanma. Sesler hep bir ağızdan çıkınca tek bir ağza ait olamıyorlarmış artık.
Yaptıklarımı karalamışım, yapacaklarımı yarılamışım. Yapılamayacak olanları erteleyerek bocalamışım ve sözde büyümüşüm ama olgunlaşamamışım.
içimde boza bürünen bu alaca huzursuzluk demek bu: yetişememek, olgunlaşamamak çünkü, hamlık. Olgunlaşmaya ömürsüz kalmak.
Başka şeyler de çıkmış. Sonradan çıkan önemsiz işlerimin unutulmuş bazıları.
insan yüzlerini de özlemişim, dolmuş şöförlerini de, yabancısı olamadığım kaybolmaları da
çıkmaz sokakları da, çocuksu kadınları da, bahçeli evleri ve çiçekli ağaçları da.
Yanlış yollarda kendini doğrultan adressiz adımlarımı da, kara sular sürgünü satirik aylaklığımı da.
iyeliksiz bir takı takmışlar kuyruğuma ve koştururken ben arkamdan bakıp alay etmişler şaşkınlığımla.
Sonra neden, gerekçesiz bir dönüş tutkusu bende, beni tutup ardıma çevirmekte
Ve yüzümde zorla açan bir tebessümle mırıldanıyorum.