Benliğimin oluşmasında-öleli 13 sene olmasına rağmen- en büyük etken o. Hala onun hikayelerinden ders çıkıyor bana. Yaşadığımız şehirde herkes tarafından saygı gören birisiydi. Çok sevilirdi.
Beni çok severdi, gelirken bana meyve getirirdi, her gün. Bir gün balkondan yolunu gözlerken elinde 2 poşet gördüm. Kapıya koştum, elinde 1 poşet vardı. Ertesi gün tekrar balkona çıktım, yokuşu usul usul çıkıyordu. Bir baktım, benden önce mahallenin çocukları koşmaya başladılar “dede,dede.” Diye. 1 poşet bana meyve alırken,1 poşette mahalledeki çocuklara alırmış. Eve gelene kadar da onları dağıtırmış.
Sordum “neden onlara da veriyorsun” diye. Cevabı hala aklımda. “Bu dünyada çocuk sevindirmek kadar iyi olan bir şey yoktur. Onlar günahsızdır, kimsenin günahını da taşımazlar.”
Bu söz sonradan benim hayat felsefelerimden birisi oldu.
Barakasında yaşardı.
Çalışmazdı.
Hafiften deli bile sayılabilirdi.
Kimsesi yoktu.
Çok gazete okurdu.
Lorel&hardy hayranıydı. Raj kapoor'a bayılırdı.
ilkokul mezunydu. 5.sınıfta onu öpen kadını 40 yıl sevdi.
Sessiz sedasız gitti.
5-10 kişi cenazesini kaldırdı.
Kimsesiz bir sokak berduşuydu. Ama aklımda gelmesini istediğim de ilk kişi. Kimsesi yok diye belki; ben onu hep özleyeceğim.
Seni çok pis özledim mesut abi. Çok.
Geçen atatürk ün bir kasedini izledim çiftlikte hayvanları inceliyor bilgi alıyor sesler çok net. Hali,tavrı, konuşması
Jestleri,mimikleri o kadar kılaski insan diyor içinden : çeşke görüpte bir sohbet etme şansım falan olsaydi yada onun çevresinde olanlar ne kadar şanslıdır.