bilmediğim bir radyo, bilmediğim bir şarkı söylüyor. gitmem lazım. yolda beni bekleyen kaplumbağa hızında binlerce ateşböceği var. arkalarında kalacağım. arkada kalmak güzel değil. ateşböceklerinin ışıkları gözümü alıyor. düşler kuruyorum sonra. dünya geride kalıyor. yavaşlıyor hayat.
elinden bir şey düşürse şimdi. gidip yardım etsem. ama kocaman çantası. elinden bir şey düşürmez ki.
ben düşüyorum. gözlerim dikiz aynasından bıkmış. boynum geriye bakmaktan yorulmuş. rahat değilim. orada duruyor oysa.
dönüp arkaya baktığım için kızıyorsun. kızma.
ben onun bana ihtiyacı olmasına aşık olmuşum. tabi ki durup bakacağım arkaya.
ben onun bana gülümsemesine aşık olmuşum. ya bana ihtiyacı olduğunda bulamayıp asılırsa yüzü.
ben onun bana bakmasına aşık olmuşum. ya bakar da benim baktığımı göremezse.
ben ona aşık olmuşum. tabi ki durup bakacağım arkaya.
önde her zaman ateşböceklerinin ışığı olur.
ya gözünü alırsa.
olay tersi bir durum şeklindede gelişebilir. Artık ayrılmak istediğini söylediği an rahat bir tavır takınıp peki ben elimden geleni yaptım şimdi de tam olarak dediğini yapıyorum deyip ayağa kalkıp çantanı alıp mekandan koşar adımlarla -sallamıyormuşçasına- uzaklaşmaktır. Peki masada oturmaya devam eden kişi yine arkadan öylece bakar mı? yoksa oh bee bundan da kolaylıkla sıyrıldım mı diye düşünür artık bir sır olarak kalacak meseledir. Hiçbir şey göründüğü gibi değildir velhasıl.
giden kişiyi kaybetmişseniz -ölüm olarak değil, ayrılık vs.- mallıktır. niye diyecek olursanız; kaybedecek duruma gelene kadar aklın nerde diye sorarlar adama.
yapılacak en onurlu davranıştır. gidenlerin arkasından öylece bakılmalıdır. bakılmalıdır ki nasıl uzaklaştıkları an be an görülsün. ve siz onun ardından sizden kaçışını izlerken emin olun arkanızdan başka biri size yaklaşıyordur size hissettirmeden. gidenler olmasa gelenler olamazdı, bunu unutmayın.
umutsuz bir durum olmakla beraber arkada kalanın canını yakan ve her geçen gün biraz daha artıp kişiye psikolojik baskı yaparak, hayata küsmesine sebep olan durum. *