giden gider kal demek aptalliktir. cünkü dünyada hiç bir şey baki değildir. insanlar gelir ve gider. hayatin kanunu budur. eğer biri gitmek isterse ona yol verin. cünkü ona yol vermezseniz - hatirlayiniz casablanca nin son sahnesinde rick'in elsa'yla konusmasini- bugun değil yarin değil ama yakin gelecekte birbirinizi suclayip zaten yikilasi ve kelek olan hayati birbirinize yok zehr eyleceksiniz.
bazi zamanlar bogartlik etmek - ve her zaman gerekir- cünkü, hüzünlü bir hayat cehennemi ve suclamalarla gark olmuş hayattan daha evladir.
sürekli kopmak isteyen ve sevgisi göstermelik olan sahte sevenleri özgür bırakmamaya, dolayısıyla üzülüp yıpranmaya sebep olacak durum.
gitmek isteyenin yolu açılmalıdır, verilen sevgiyi haketmeyen kalpte yaşamamalıdır, kalbe yazıktır.
her gidene kal demek anlamsızdır... hayatımızda sadece bir kere "kal" deme şansımız vardır ve onu da giderken yanında bizim bedenimizi değil hayallerimizi, geleceğimizi, umutlarımızı, ruhumuzu götürene deriz...
yoksa her gidene kal demek benliğimizin bizi terk etmesine yol açar...
her hareketimiz anlamli olsa her sey mukemmel olurdu fakat eksikliklerin ve anlamsizliklarin da var olabilmesi icin var insanoglu. anlamsiz da olsa, kalbin anlamsiz carpislarina boyun eyip istemdisi yapilan eylemdir gidene kal demek. zaten eger bir yerde ask varsa anlamsizlik olmasi kacinilmazdir. hele bir de giden varsa.. iste en buyuk anlamsizlik odur.
içinde ufak umut kırıntıları kalan kişilerin yaptığı eylemdir , ama gereklimidir hayır!
Giden kararlıysa böyle bir tercih yaptıysa bütün sözler hava da kalır zaten kal lafıyla kalan kişiden de umut beklenmez..
gitmesini istemessin cünkü, oysa o çoktan gitmiştir artık kal demenin bir anlamı yoktur seni duymaz sözlerine önem vermez. belki zaman sonra degerini anlar ama bu seferde gel diyemessin.
"geldi de ne oldu sanki?" dedirtiyorsa ve buna rağmen halâ gitme derdindeyse, en anlamsızıdır. gelişinde hayır yoktur zaten. kalsa ne olur, kalmasa ne olur ?
Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan "Bu kuşun kanadı neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin.. iki ucu keskin bıçaktır bu işin. Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. iyi halin cezanda indirim sağlamaz.
Sen, "Ama senin için şunu yaptım" derken o, "şunu yapmadın" diye cevap verecektir. Ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır. Üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın.Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın. "Peki o ne yaptı" deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta. Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu. Bir insan eksik yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için? Hayatı ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın.
Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. "Acılara tutunarak" yaşamayı öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor.Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana.Yine içeceksin rakını balığın yanında. Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası....
Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan yürektir.Yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yasadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...
Hayatı ıskalamaya lüksün yok senin.....
anlamayanı anlamak en büyük anlamsızlıktır sözünden yola çıkarak, kişi eğer gideceğim diyorsa içiniz istemese de yüreğinizde toplaşan kanlar gözünüzden gizlice aksada git demek gereklidir. gitmek kolay, kalmak zordur. ama bilinen bir gerçek ki giden çoktan her şeyi bitirmiştir. geride kalanlar cüruf, saygınlığını yitirmekten başka bir şey değildir.
kimdi giden, kimdi kalan
giden mi suçludur her zaman
ne zaman başlar ayrılıklar
dostluklar biter ne zaman
her geçen gün bir parca daha
aldı götürdü bizden,
aynı kalmıyor hiç bir şey
değişiyordu herşey kendiliğinden
artık çözülmüştü ellerimiz
artık bölünmüştü yüreğimiz
birimiz söylemeliydi bunu
ötekini incitmeden
KiMDi GiDEN KiMDi KALAN
ASLINDA GiDEN DEĞiL KALANDIR TERKEDEN
GiDEN DE BU YÜZDEN GiTMiŞTiR ZATEN.
Anlamsız değildir ; gidenine göre kal da denir , ayağına da kapanılır. iki tarafın da kaybetmesindense bir tarafın rezil olup iki tarafın da kazanması en iyisidir. Tabii giden , gitmeye çoktan karar vermiştir. Fikrinden vazgeçirmek biraz zor olabilir...
demiceksin arkadaş, sana boka bakar gibi bakmaması için demiceksin..
giden sikko bi sebepten dolayı giderse ağız dolusu siktir git denilsin ki geri de dönmesin zaten..