gidene kal demeyeceksin... gidene kal demek zavallılara,
kalana git demek terbiyesizlere, dönmeyene dön demek acizlere,
hak edene git demek asillere yakışır... kimseye hak ettiğinden fazla değer verme, yoksa değersiz olan hep sen olursun...
düşün.... kim üzebilir seni senden başka? kim doldurabilir içindeki boşluğu sen istemesezsen? kim mutlu edebilir seni,sen hazır değilsen? kim yıkar, yıpratır seni sen izin vermezsen ??
kim sever seni, sen kendini sevmezsen? herşey sende başlar, sende biter...
yeter ki yürekli ol, tükenme, tüketme, tükettirme içindeki yaşama sevgisini... ve hep hatırla: çaresizseniz, çare sizsiniz!!
daha karpuz kesecektik tarzında soğuk esprilerle yapılmalıdır. gittiğine pişman olmaması açısından. iyi ki gidiyorum desin ki içip içip telefona saldırmasın.
somut olaya göre farklılık gösteren durumdur. giden bazen sevmediğinden istemediğinden değil de bir şansı olsun diye de gidebilir. düzeltecek çaresini bulamamıştır, karşısındaki de göstermemiştir. yoksa çaresi gitmiştir.
ahmaklıktır. gelecek olan sorgusuz sualsiz gelmelidir sana. dur deyip yanında zoraki tuttuğundan ne fayda gelir ki insana? bir de ağzımla isteyimle neremle yiyeyim olayına dönüşür, tatsız tuzsuz birşey olur arkadaşlıklar, ilişkiler vs vs.
giden gitmiştir kal demek daha ziyade dön demektir artık. gideni geri getirmek beyhudedir genelde, zira artık o 'nasıl gidileceğini öğrenmiştir' ilişkideki larçkalığın ve sonun başlangıcıdır. daha çok ağlamaya hazır olun... üzgünüm
Ve şimdi yağmayan yağmur ihtimalinde selleri, afetleri öğretiyor kitaplar. iyi haber yok buralarda, hani ihtimali var mı o da meçhul. Kuraklıktan, sellerden ve kapıdaki afetlerden bahsediyorlar, bir de yaşamanın sadece bir ihtimal olduğundan. Alıştırıyorlar yani gitmelere çünkü kalanlar fazlalaştıkça kişi başına düşen mutluluk kayda değer azalma gösteriyor. Sahi hep merak edeceğim. Neye inanıp gittin? Kendine mi? Hiç söylemedim değil mi, insan kendine de yalanlar söylüyor fark ettirmeden. Son değilsin kendine susan, ilk küsen olmadığın gibi.
