birlikte geçirilen güzel günlerin ardından yolculuk vaktinin gelmesi ile son dakika konuşmaları yapılır; yanındayken son sevgi sözcükleri gözlerinin içine bakarak söylenir; duygu yoğunluğu boğazı düğümler ve istemeden de olsa sevgili güler yüzle otobüse bindirilir. son bakışmalar arasına artık otobüs camı girmiştir. Küfredilir sessizce,. tonlarca hüzün çöker yüreklere. gözler manâsızlaşır ve otobüsün hareketiyle bakakalınır. başka da yapacak bir şey bulunamaz. tek çare, bulunan ilk banka yığılıp kalmaktır.
sevgilin gittikten sonra kendini sakat hissetmene yol açacak bir durumdur.hayattak yaşanabilecek en kötü zamanlardır.hatta bu durum teminallerden nefret etmenize bile yol açacaktır.çok kötü bir durumdur ya tabiri caizse eşşekten düşmüşe dönersin.
"bakakalırım giden geminin ardından
atamam kendimi denize, dünya güzel
sede erkeklik var, ağlayamam"
mısralarının "sensizlik benim canımı acıtan" mısralı şarkının melodisiyle buluştuğu andır.bir de ardından "buralardan gitme, buralar gitsin, sen gitme" de gelirse ortaya karışık bir duygu seli oluşur ki tadından yenmez.
gidene kavuşulacaksa, bir ürperti kaplar insanın içini. bilirsin nasıl olsa döneceğini ama, onsuz ne yapacağını bilmezsin. duyguların terazinin iki kefesi gibi salınır durur... ama giden temelli gittiyse ve son bir bakış son bir dokunuş olmadan sadece telefon ucundaki cılız parazitli sesse sizi terkettiğini, sevmediğini söyleyen, işte o zaman yaşamın tüm ağırlığı güçsüz omuzlarınıza abanır, gitme demek istersiniz ağzınızdan çıkacak her söz hışkırığa döneceğinden bir şey diyemezsiniz.telefon kapanır, ağlarsınız, çığlığınız içinizde yankılanırken, yaşlar süzülür yanağınızdan.siler tekrar ağlarsınız çünkü güçlü olmalısınızdır. neyseki zaman girdikçe araya yaranızın üstü kabuk bağlar kurcalamazsanız kanamaz da...unutmak. herşeyi unutmak en iyisidir...
ee bir de; eğer bulabilirseniz içebileceğiniz bir dost...
--spoiler--
güneşin ufka değdiği yer
oraya git ama yine gel
döneceksin diye söz ver
---
bana ne olur ellerini ver
gideceksin ama yine gel
döneceksin diye söz ver...
--spoiler--
aç olduğun hÂlde yarım bırakmak zorunda olduğun bir yemeğin çöpe gittiğini görmek gibi...
giderek renksizleşen, silüeti hayâllere doğru kayan bir güzelliğin, yere su damlaları gibi düşmesi ve önemsenmemesi giderek... kelimelerin yutakta kalması, boğumlanmasıdır o içerde hissedilen, taşa dönüşenler... ama "hÂl seviyorsan".
asla memnun edilemez "o"nlar. her zaman bir şeyler eksik kalır. sevmek yeri gelir suç olur. hem kim sana "sev" dedi ki? kendi kendine gelin güvey oldun belki de bunca süre. o türkiye-avrupa birliği ilişkisi istedi ya da bir süreliğine senden...
ne senle ne sensiz...
ama "sensiz" olması "senin" isteğin oldu. sevginin sanalı olmaz. her ne kadar bana "sanal"dan gelmiş olsan da.
...
diye düşündürmesi mümkün bir bakış, ister misin öküzleri bile imrendiren bir bakıştı o, sen şu Âna kadar gördüğüm en güzel trendin desem?
orhan velinin şiirinin kısaca ancak çok vurucu anlattığı duygudur.
bakakalırım giden geminin ardından.
atamam kendimi denize, dünya güzel.
serde erkeklik var, ağlayamam.
"Ağladım, çok ağladım. Ağlarken sakızım ağzımdan düştü. Ben hiç çok ciddi kararlar alamadım, karar alanlara arkadan baktım."
(bkz: sakızım düştü)
(bkz: umut sarıkaya)
gienin arkasından bakarken ''dön bana yeniden n'olur'' diye çocuk gibi yalvarma moduna geçmesidir. ama n'lur diyemeyiz çünkü gurur diye bir olgu vardır, onu yenemeyiz. yensek ve n'olur desek bu seferde döner mi düşüncesi yer bitirir. zaten bu düşünceler içinde giden gider geri de sadece arkadan bakakalan siz kalırsınız.
içiniz yanar. yansa ne çare ki. o gitmiştir. bakarsın artık ama göremezsin. gitmiştir. acabalar yakar kavurur ama geçtir. belkide geç değildir ama bilemezsin. kendini avutmak kalır geriye. avut avuta bildiğin kadar. ''amann gelir geçer'' dersin ama geçecek mi peki? ya bu diğerlerinden farklıysa. ya hayatında ki tek aşkınsa ve onu kaybettiysen. aman demeye değer mi?
kalmak zorunda oldugun tarafdan bir adım atamazsın (bkz: gurur) gitme kal demek istersin sesin cıkmaz belki soylemeye cesaretin olsa kalır bunun ezikligini yasarsın, avaz avaz aglamak istersin gozyasın akmaz, bogazına bir dugum gelir oturur senelerce cozemezsin can acıtır ne zaman "tamam bitti gitti alıstım" desen yeniden kanamaya baslar. (bkz: pismanlık)
yenisini bulmak için ele gecen fırsatı henüz farkedememiş olunmasından ötürü heralde, biraz salakça bakışlardır. görüş alanından tamemen çıktığı anda normal yaşantıya geri dönülür.