''Sevgilim, ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim.
Elimde uçuk mavi bir kalem, cebimde iki paket sigara,
Hayatımız geçiyor gözlerimin önünden..
Çıkıp gitmelerimiz, su içmelerimiz, öpüştüklerimiz,
"Ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimiz".
Çiçekler, çiçekler, su verdim bu sabah çiçeklere,
O gülün yüzü gülmüyor sensiz,
O köklensin diye pencerede suya koyduğun devetabanı, Hepten hüzünlü bu günlerde.
Gür ve çoşkun bir günışığı dadanmış pencereye,
Masada tabaklar neşesiz, Koridor ıssız, Banyoda havlular yalnız..
Mutfak dersen - derbeder ve pis, Çiti orda duruyor, ekmek kutusu boş,
Vantilatör soluksuz, Halılar tozlu, Giysilerim gardropda ve şurda burda,
Memo'nun oyuncak sepeti uykularda.
Mavi gece lambası hevessiz,
Kapı diyor ki açın beni, kapayın beni.
Perdeler gömlek değiştiren yılanlar gibi, Radyo desen sessiz,
Tabure sandalyelerden çekiniyor,
Küçük oda karanlık ve ıssız..
Her şey seni bekliyor,
her şey gelmeni, içeri girmeni, Senin elinin değmesini, Gözünün dokunmasını
Ve her şey tekrarlıyor Seni nice sevdiğimi...'' *
sabırla bekledim döneceğin günü,
ne kadar yesemde kendi kendimi,
bir dolunay gecesinde hatırlarım herşeyi.
yalnızlık yakışmıyor bana bu saatten sonra.
daha ne kadar katlanmalıyım,
sorarım sana,
denemek istemem başka sevgiler,
bulmak istemem, daha fazla
gezerim sokakları yana yana...
yalpalıyor deli gönlüm bir sağa bir sola.
korkuyorum tükenmekten,
tükenipte bitmekten;
harcıyorum saatleri, sensiz geceleri...
korkuyorum sensizlikten,
sensizliğin sesinden,
eskitiyorum yolları sensiz sahilleri,
içimdeki bensiz seni.