Gibi yaşayanlar kervanına k'atıldınız mı hiç? Ya da "gibiistan"ın bireyi kimdir?
O, kalabalığın kafatasıdır. Gibiistan adlı ülkedeki vasatın kafatası...Sokakta "cool"dur, işyerinde "brain storm", politikada "consensus",... Televizyonda "prime time", müzikte "hit", kitapta "bestseller"... Gecekondu sahibi olmak için solcu, devlette memuriyet kapmak için sağcı, cennette hurileri kucaklamak için dindar, askeri cundalarda etliye sütlüye karışmıyor izlenimi vermek için mukaddesatçı gibi görünür... Kendine ait bir dün ve dünya tasavvuru olmadığı için akışkandır, konulduğu kabın şeklini alır. Kendini tanımlayamadığından, içinde varlık göstereceği bir dünyayı hayal bile edemez. Provokatiftir. Provokasyona açık olma halinden, sonuna kadar yararlanır:"Namusu uğruna" cinayet işler, arabasıyla adam öldürür ve bunu "sarhoşluğuna" verip masum görünmeye çalışır; üstelik el konan sürücü belgesini geri almak için her kademedeki bürokratın yardımını isteme yüzsüzlüğünü kendine hak görür."Vatanını sevdiği,bir çakıl taşını kimseye vermeyeceği"için, komşusunu işgal "hakkı"nı kullanır. Komşusunu işgal hakkı üzerinden seçim propagandası bile yaptığı görülmüştür. işine geldiği zaman "suskun çoğunluk", işine gelmediği zaman "derin birey"dir. Zoru sevmez, sıkıştığı durumda kertenkele gibi kuyruğunu ortada bırakıp kaybolma yeteneğine sığınır. Sonra da "ağıt" yakıp, "kahraman" ilan eder, savaş meydanında bırakıp kaçtığı "şehit" kuyruğunu...
Maymuncuktur. Çilingirlerle ve hırsızlarla ilişki içindedir.Çilingir;kapıda her kalışımızın büyük kurtarıcısı!Çilingirin açamayacağı kapı yoktur. Hırsız ise çilingirin gayrımeşrusu. Kendinizi açılan kilidin yerine koyun; anahtarınız, alışık olduğunuz üzre içinizdeki mutad boşluğu doldurur, vuslat gerçekleşir,ten ve tin bütünlüğüyle açılır kapılar ardına kadar...Oysa ucu kıvrık bir demirin hoyratça içimizde döndürülüp durması var bir de... iç burkulması!
Maymundur. Yüzüne giymeye çalıştığı "gülünç"ifadeleri, kaba taklitçi el kol ve yüz hareketleriyle desteklemeye yeltenmesiyle sevimli olmaya çalışırken itici duruma düşer. Çırpındıkça batar,battıkça çırpınır.Ama asla vazgeçmez. Kılıktan kılığa girer.
Kuşaktan kuşağa aktardığı "temel sezgi" şudur: Bir anahtar yalnızca kendi kilidini açar, oysa maymuncuğun açmayacağı kilit yoktur. Hiçbir zaman açıkça ifade edilmeyen bu "gizli ilke"nin söylevi ise tam bir" her kilide anahtar olma ideolojisi"üzerine kuruludur. Söylevi,ideoloiye ait hiçbir ilkeyi ele vermez. Söylevini "ideolojisiz görünme" üstüne kurduğu gözlenir: "Herkes, herşey kötü,bir sen iyisin!Kimsin lan sen? Bir sen misin akıllı? Tek namuslu sen misin dingil! Peygamber misin, ümmetini düşüneceksin! Sana mı kaldı lan dünyayı kurtarmak? Ne kaçırıyorsun insanın keyfini?Allah'ın manyağı, biz bilmiyor muyuz o senin dediklerini?Aç gözünü de bak, senden başkası kaldı mı, çatlak ses çıkaran?Tasını suyun altına tutmazsan dolar mı? Önce kendini kurtar oğlum! Kendine faydası olmayanın kime ne faydası olur?!"
Bunları kalabalık ortamlarda söylediği de görülür ama ikinci tekil şahıs zamiri şaşırtmasın, bu söylevi daha çok bir dua gibi kendi kendine mırıldanır. Çünkü yaşamını "gibi"ler üstüne kurmuştur. Ne tek başına bir dünya kurabileceğinin farkındadır, ne de bir sıfata dayandırılmamış bir anlam imkanının!"Falanca gibi olmak" ya da"filanca gibi olmamak"... Yazık ki"gibi"nin tek başına bir anlamı yoktur."Gibi" iki kavram arasında benzetmeye dayalı ilgi kuran bir ilgeçtir (edat) o kadar.
Gibiler eksenindeki kısırdöngüye girememişsen, gibiler ülkesinde geçirdiğin her saat, varlık mücadelesidir. Gerekli durumda, gerektiği "gibi davranmayı" bir türlü beceremiyorsan, yaşamak zorunda bırakıldığın çukurun derinliğini ölçeceksin göğüs boşluğunun sol yanındaki saydam "ölçek"le, tıpkı binlerce yansımanın izdüşümünde kendini göremeyen aynalar "gibi"...