Bu gol atıldığında 11 yaşındaydım. Çok iyi hatırlıyorum 57 ekran Grundig televizyonun önüne çökmüş babamla maçı izliyorduk. Artık 90 artılar oynanıyor ve skor 1-1’di. Tam maç bitmek üzere derken tugay Müthiş çabasıyla orta sahadan topu kaptı ve hagi’ye Pasını çıkardı. Soldan ceza sahasına giren hagi’nin açısı gittikçe daralıyordu ama öyle bir şut çekti ki kaleci resmen takla attı ve kapadığı köşeden golü yedi. Babamın golden sonra tepkisi güzeldi: “ben bu golü sabaha kadar izlerim.”
Dünya nın gelmiş geçmiş en iyi üçüncü on numarası olarak gösterilen profesör ün ortaya koyduğu harikalardan dır.
maçta son dk lardı. Ya herşey bitecek yada devam edecekti. Lakin devam ettirmek için zaman dar engel büyüktü. Tam o sırada profesör sahneye çıktı ve sol içten aldığı topu rakibi ni geçerek sürdü. Ne yapacak diye tam düşünür ken başını kaldırdı ve kaleye baktı, haydi! diye bağırmak istedim lakin o kalabalıkta n sesimi duyamadım. Ve profesör vurdu kaleye vede gol oldu. inanılmaz bir şeydi. Monako ya attığı golde şampiyonlar liginin gelmiş geçmiş en güzel golü seçilmişti.
anlatılmaz yaşanır. gecenin 23.45'inde uyuklamakta olan, bitse de yatsak modundaki herkesi ayağa kaldırmış goldür. lakin bu golle alınan 3 puan galatasaray'a yetmemiş, o sezon sadece grup liderleri şampiyonlar ligi'nde tur atlayabildiği için gs, juve'nin arkasında 2. olarak kupaya veda etmiştir.
evet güzel goldür, bizi sevinçten havalara zıplatan goldür hatta ileriye umut taşıyan goldür. ama o sene devamı gelen maçlardaki, son maçta athletic bilbao ya yenilmese bile gruptan çıkacak olan galatasarayı mızın, bülent korkmaz tarafından yaptığı basit hata(kaptırdığı top gol olmuştur) ile umutlarımızı bitirmiştir, yani bir anlamı kalmamıştır.
(bkz: yazık)
(bkz: üzüldük)
kimse yazmamış; 30 eylül 1998 galatasaray athletic bilbao maçında atılan goldür bu, ayrıca golün yarısı tugay kerimoğlu'na yazılmalıdır. yanılmıyorsam alkiza'dan kaptığı topu hagi'ye çok güzel taşımıştır akabinde giga da sol dışıyla mükemmel vurmuştur. gerçi alışmıştık biz onun öyle gollerine...