Bir gün yeni evlenen arkadaşımın evine gittim, tam taksiden ineceğim aradı.
- bir arkadaşımda bizimle olacak. sorun olmaz değil mi?
sorun olurdu aslında ama ev sahibi o olduğu için ayrıca bana neydi de. dedim ne olacak, geldim zaten. kapıyı çaldım, bu bir arkadaşım açtı kapıyı, beyaz tenli hoş bir kız. kırk yıldır tanıyormuş gibi sarıldı, dedim ne tatlı şey.
öğretmen olduğunu söyledi, bir öğretmen ile berabermiş, bildiğin seviyeli bir insan. sevdim kızı. derken kabus başladı. yemek yemek için masanın etrafında toplandık. ikisi karşımda oturuyor sohbet ediyoruz, bir yandan hamur işi yiyerek kıç büyütüyoruz.
- böğğğğğğeeeeee
kıza baktım, dedem gibiydi artık.
- eheheh pardon ya dedi, senin ağzına diye küfür ettim içinden ama sesli bir şekilde söylemedim. arkadaşımla konuşmaya devam etmeye başladım ve lafım yine çok anlamlı bir kelime ile kesildi.
- böğeeeeeeeeğğ
bu sefer daha şiddetliydi. yine demedim bir şey, sakince beklemeye başladım, bir kez daha yaparsa çatalı ağzının içine sokup çevirecektim. çok kararlıydım.
- böğeeeeeeeeeee
kız arkadaşıma baktım, o da bana baktı, aman korkunçlu lütfen bir şey yapma der gibiydi, ben de onun suratına yaparım der gibiydim. haklısın yavrum az sakin der gibi bakınca gözlerime dedim tamam sakinim.
Sonra bir kaç kez daha geğirdi bu, hepsinde daha şiddetli, daha sesli. Ağzını vahşi bir kedi gibi açıyordu ve öğğğğğ diye ortalığı inletiyordu. yemek yemeyi, sohbet etmeyi ama en önemlisi artık hayattan keyif almayı bırakmıştım. iç sesimle olan konuşmamı bile geğirip sonlandırıyordu.
- yemek yemeye çalışıyorum, yaptığın terbiyesizlik
- ehehe. tutamıyorum kendimi ya
- sevgilinin yanında da yapıyor musun?
- yok, onun yanında yapar mıyım?
- benim yanımda da yapmayacaksın o zaman
lan iki dakikada ortalık birbirine girdi. onca zaman bir sürü sebepten dolayı kavga etmiştim ama hiç sen geğiriyorsun, iğrençsin inşallah ölürsün kavgası etmemiştim. neyse bir kaç dakika sonra kız beni geğirerek alt etti zaten. misafirliğe geldiği evden de beğenmiyosan git salak diyip kovdu beni.
