Şu şu kelimeler bütünü diyemem sanırım. Sonuçta bir noktada kırılmamayı bile bir yere kadar kırılarak öğreniyor insan. Zaman geçiyor. sözler, hareketler, bakışlar ilk günkü tazeliğini koruyamıyor. Ama bir şeyler muhakkak orada kalıyor. Bazen soluk birer yansıma yüz, bazen de tam anlamıyla ilk duyuş, ilk bakış, ilk sesleniş ya da basit bir cümle. Zihnimizin sokaklarında bazen öyle cümleler yankılanır ki en aşina olduğumuz benliğe bile uzaktan bakakalakalırız. içtiğimiz suyun tadı bile bardakta kalır, renkler kalır, sesler kalır. Ölü bir et parçası gibi, kansız cansız hiçbir işimize yaramayan ama görünce midemiz ağzımıza gelinceye kadar doyasıya ürperdiğimiz.. Soluksuz yaşıyoruz biz bu hayatı, soluksuz.
daha olgun bir kadın olmanı isterdim bir şeyi değiştirebilseydim hayatta demişti.
olgunluktan kastı seksti. kırıcı olan bu. çocukluk aşkına da bunu demezsin. çocukken sırf karşıdaki kadın diye cinsellik beklemezsin. bu nasıl sağlıksız bir şemadır? güzel anıları bu sebepten bozmazsın. neyse ki bozuldu da küfür edip stres attık.