geçmişin kemirgenliği

entry2 galeri0
    ?.
  1. tanım: geçmişte yaşanan acı olayların insanın beynini kemirmesidir.

    Üşümek istiyordum ama ruhen değil. Uzun zamandır zaten ruhum buz kütlesi gibiydi. Belki de bu yüzden, kendimi bahçeye attım. Bedenimin üşümesi, ruhumdaki soğukluğu unutturacaktı bana. En azından ben böyle düşünüyordum.

    Dışarısı adeta buz gibiydi. Küçük su birikintileri yerini buza bırakmıştı. Kar yağarsa baya tutacaktı herhalde. Hemen karşımda yer alan kamelyaya doğru yönelirken, 2 sene önce bu kamelyayı birlikte yaptığımız aklıma geldi. Aslında birlikte yapmış da sayılmazdık. Meral sadece sohbet ederek eşlik etmişti bana. O gün, öğle vakti bu evde buluşmuş, işe koyulmak için ikindi zamanını beklemiştik. Ne sıcak vardı ama! Bu arada da ''True Romance'' filmini açıp, izlemeye koyulmuştuk. Filmde Clarence Worley’ in yaptıkları ve Alabama' nın bunları romantik bulması Meral' e çok saçma gelmiş, romantik kavramı hakkında saçma sapan bir tartışmaya girmiştik. Ciyk ciyk… Konu kavga etmeye gelince üstümüze yoktu. Birbirimizin fikirlerine saygı duymaktan çok, fikirlerimizi karşı tarafa dayatmaya çalışıyorduk Asıl problem buydu ama şimdi anlıyordum bunu. Yine başlamıştım işte anılar girdabında debelenmeye. Zaten son zamanlarda kendimi bu yoğun, acımasız, gürültülü girdaba bırakmayı huy edinmiştim. Ciyk ciyk… Yine bir gün karşılıklı oturmuş, tatlı tatlı konuşurken ne olduğunu anlamadan sigarayla ilgili saçma sapan bir kavganın içinde bulmuştuk kendimizi.

    - Hayır! Sigara içen bir insanın, içmesinin engellenmesi tam anlamıyla faşistliktir!

    - Kızım ne alaka ya? Ben içmiyorum ve kapalı ortamda boğulmak istemiyorum.

    - Gitmeyeceksin o zaman öyle ortamlara. Bu kadar basit!

    - Eee şimdi bana yapılanın adı ne o zaman? Böyle bir saçmalık olur mu ya! Ne kadar düşüncesizsin!

    - Sen mi düşüncelisin yani? Bana diyene bak!

    - Konumuz bu muydu? Tamam kes artık!

    Bugün bile bu kavgaya nasıl tutuştuğumuzu anlayamıyordum açıkçası. Ayrıca, yine o başlamıştı kavgaya ama bitiren bendim. Kavganın üzerine sigarasını yakmış, Tekir ismini verdiği -ne kadar sıradan- kedisiyle birlikte odasına doğru yollanmıştı. Ciyk ciyk… Bu benim artık gitme vaktimin geldiğini gösteren bir hareketti. Bir şey demeden çıktım ben de.

    Güzel anılarımız da vardı tabi. Şarköy’ deki tatilimizi unutabilir miydi acaba? işlerimizden kaçamak yapıp istanbul’ a gittiğimizde inönü Stadı ne de güzel bir gün geçirmemizi sağlamıştı. Ciyk ciyk… Birlikte yazıp oynadığımız kısa filmlerde de çok eğlenmiştik. Yazmaya çalışırken girdiğimiz kahkaha krizleri, hala kulağımda yankılanıyordu.

    2.5 senelik ilişkimiz yaklaşık iki ay kadar önce bitmişti. Artık benim yanımda nefes alamadığını, dünyasını ona dar ettiğimi söylemişti. Sanki çok büyük dünyası varmış gibi! Ciyk ciyk… Bu ses de neyin nesiydi böyle? Yerlere bakındım ama bir şey göremedim. Işığı yakmaya yeltendiysem de girdap tüm hızıyla dönerken beni de tekrardan içine çekmeyi zorlanmadan başardı. bana göre boş yere ayrılmıştık. Tamam ilişkide bazı aksaklıklar vardı. Hiçbir zaman dört dörtlük bir zaman geçirmemiştik ama zaten bu dört dörtlük ilişki olayı tam bir zırvalıktı. Kim yaşıyorsa böyle bir ilişki yalan söylüyordu. Ciyk ciyk… insanın doğasında vardı şiddet. Önemli olan bunun miktarını ayarlamaktı. Bunu mu başaramamıştık acaba? Ne bok yemişltik de şimdi yalnızdık? Yalnızmıydık ki acaba? Belki de birini bulmuştu bile Meral! Bulur muydu! Evet. Yok yok, öyle bir kız değildi. En azından bir süre, güzel günlerin hatrına yeni bir ilişkiden kaçınmıştır kesin. Ciyk ciyk… Acaba o da benim gibi düşünüyor mudur bunları? Düşüncesiz biri olduğu kesin ama belki benim kadar olmasa da düşünüyordur bunları.

    Ciyk ciyk… Belli belirsiz başından beri duyduğum bu sesin kaynağını bulmanın zamanı gelmişti artık. Işığı yakmak için ayağa kalktım. O da ne! Işığı yakmamla birlikte kedinin tehditkar sesini duymam bir oldu. Bir anda öne atılan kedi fırladığı gibi fareyi kovalamaya başlamıştı. Az sonra da yakaladı zaten. Gözlerim ışığa alışınca kediyi bir yerlerden hatırladığımı farkettim. Biraz daha dikkatli bakınca nereden hatırladığımı da anladım. Tekir’ di bu! inanamıyordum. Ne işi vardı ki bu kedinin burada? Ne zamandan beri orada duruyordu acaba? Hemen bahçe kapısından sokağa fırladığım gibi etrafa bakmaya başladım. Meral kesin buralarda bir yerlerde olmalıydı. Tekir’ in hava almak için şöyle bir gezintiye çıkıp, sonra da beni görmeye gelmiş olacak hali yoktu ya! Etrafı iyice süzmeme rağmen göremedim onu. Belki dışarıya hava almak için çıkmış, yaramaz kedi de bunu fırsat bilip kaçmıştı evden. Kim bilir! Amaaan neyse ne! Yoktu işte! iyiden iyiye üşümüştüm de zaten. Bahçeme tekrar geri döndüğümde ne Tekir’ i gördüm ne de farenin kalıntısını. Bitmişti işte bu girdaplar! Bundan emindim. Yeni bir hayat başlıyordu artık benim için. Başkalarını düşünmek, nerede hata yaptım acaba diye kafa yormak yoktu. Sadece ben vardım. işte bu çok güzeldi! Tüm bu yeni başlayacağım hayatın getirdiklerinin verdiği rahatlıkla, evimin kapısına doğru ilerlerken, artık onu hiç düşünmeyeceğimden emindim. Bu gördüklerime gelince, kim bilir belki de beynimin bana oynadığı oyunlardı. Amaaaan neyse ne!
    7 ...
  2. ?.
  3. geçmişte yapılan hatalar acılar ya da sevinçlerin günümüzde bizi rahat bırakmaması zamanla beynimizin derinliklerine inecek bize bazı noktalarda farkında olmadan yarar sağlayacağını düşündüğüm durum.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük