her sago şarkısı gibi bambaşkadır. her kelimesinde insan kendini bulur.
Yapılan her savaşta bir çıkar ve de imzalanan her barışta bir zarar var biz, varımızı ortaya koysak yoğumuzla utanırız. Elimizdekini cebimize tıksak, ;tırsak kısrak savaşa havlu attı; der ve sırıtırlar. Dalga bu devrin baş motivesi. Ne kadar güler ise düşman o kadar ağlatır seni, kendini geçmişteki geri adımlarından kurtar, ışık ileride parlar ve yamyamlar var burası dar. Her an önünde yar, Tanrılar sözlüğünde buna sınama denir, sınavın elbet sonu gelir, notuna göre bedelini öderiz bu geçmişin bu kesin. Zaten inancımız olmasa var olmanın anlamı anlamsızlıktan başka bir anlama gelir miydi? Ve bu zamanlama, kaderimizin yanlışı ya da doğrusu, olgusu yoktur, kukla duygusu, askıya alınan o insan bulgusu, tekrar edilen o geçmiş döngüsü, karasis örtüsü; gölgelerin emaneti sen misin? Karanlıklar çöktüğünde gömülesi bedelin ve eskide kalan soğuk iklimlerin. Dostuna attığın tekmenin ya da hiçe saydığın ilahi adaletin bir sonucu olmalı bu da kesin, sen teksin takibinde geçmişin!...
Nakarat
Geçmişi gölgeye teslim ettim ve şimdi gölgeler takibimde,ardımda bir yığın manzara.
Sorgusu başladı yarının ufukta gün batmakta, her gelişin bir gidişi meçhuşle farz arz ederim sorgumu kesin. Gün dönümünde sıradaki gelsin gölgemi karanlığa teslim edin.
VERSE 2
Anlam veremediğim bir yığın manzara peşimize takılmış ve cereyan eden çıkar savaşları kalbimizi yerinden çıkarmış ya barış?... Minik ellerinizle yakaladığınız o büyük kelebekleri öldürebilirsiniz. Herşey cüsse değil yeterki küstürmeyin çocuğu, öldürmeyin kendinizi, yok oluşu simgeler umut katliamı, yarın bir kapıdır ve sen uykudan o kapıdan geçmek için uyanırsın. insanların icadı kukla medeniyetinde herkesin bağlı olduğu bir ipi var, ipi tutan Tanrılar akıbetini sorgular, bulgular yargılar bir oyun gibidir adı yaşamaktır, ölümse oyunun sonudur. Her nedense oyunun sonu yok gibidir, bir gider biri gelir. Ve birini eler, siler kendini oyunun listesinden, simgelerde saklanır gidişinin nedeni ve her geçmiş gölgelere emanet edilir, gelecek sansüre maruz kalmış,belirsizdir. Bu nedenle seni takibe alan gölgelerdir. Sen yürüdükçe seni sorgular ve bir gün güneş batar. Geçmişi gölgeye teslim ettim ve şimdi gölgeler takibimde,ardımda bir yığın manzara, sorgusu başladı.
'tanrılar sözlüğünde buna sınama denir, sınavın elbet sonu gelir, notuna göre bedelini öderiz bu geçmişin.' kısmı da bu şarkıda sagonun ustalık eseridir.
bpg limited edition kitapçığı'nda yazan ve sagopa'nın şarkıyla alakalı düşüncelerini buraya da almamak olmaz bir edit ile...
hepimiz birer gölgeyiz ve gölgelerimizleyiz. her bir gölge, içimizdeki ruhun dıştan görünüşü, eskilerimi eskiciye verdim artık yenilerimle barışığım hikayesi. bu hikayede clementine'in muhteşem duygusunu da yanıma aldım ve hikayede bir kahraman yaptım. ona çok teşekkür ediyorum. fakat biliyorum ki geçmiş melankolikliğim benden nefret ediyor. onu çok seviyorum. cleo sesini tıpkı buğday tenini sevdiğim kadar çok seviyorum. her şey için teşekkür ederim luv ya lollipop!
şarkının sonlarında geçen clementine kelimesinin sagopa'nın eski kız arkadaşı olduğu şarkı. ben de bugün öğrendim, şu saqqooo diye çıldıran mfciler öğrensin diye söyleme gereği duydum. ayrıca aynı şarkının beatindeki sesin de sahibiymiş kendileri. gerçek adı da ayşe çelik'miş. bu albüm hakkında öğrenmelerimin sonu ne zaman gelecek acaba?
sagopa'nın sagopa olduğu zamanlardan kalan, en bi güzel kajmer şarkılarından biridir. her satırında farklı bir anlam saklı, hayatla ilgili çıkarımların ardı ardına geldiği mükemmeliyet.
herkesin dediği gibi sagopa'nın sagopa olduğu zamanlardan bir şarkı. şarkı demek hafif kalır biraz. bu olsa olsa sanat eseri. şimdilerde nefret ettirdi kendinden, öyle bir saygı yaratmış ki önceden bence hala onun ekmeğini yiyor...
ah cleo ah. Bende teslim etmek isterim geçmişimi gölgeye fakat yine mutluluğu yakalayamıyacağımın farkındayım ve bu melankolik hal benden değil ben ondan nefret ediyorum ve bi o kadarda seviyorum. Ay lav yu o zaman sago.