hayatınızın en büyük hatasıdır. geçmişte yaşar bugünden yersiniz. ne olduğunuzu anlamadan geçer zaman. sonuçta elinizde kalan kırık dökük ve size bir hayrı dokunmayacak bir geçmişden başka şey değildir.bugün mü ? onu tükettiniz bile fark etmeden ...
yapmayin ben yaptim siz yapmayin cok cekersiniz, cok cektirirsiniz etrafinizda kim varsa.. zararin en buyugu sizi paranoyak, takintili biri yapmasidir.
geçmişte yaşadığı olayların izlerini, gününe taşıyanlar ile ilgili çok hoş bir hikaye anlatılır;
iki budist öğrenci yolda yürürlerken, derede karşıdan karşıya geçmeye çalışan, ama bunu bir türlü başaramayan bir kadın görürler. Budist öğrencilerin değil bir kadına dokunmaları, ona bakmaları bile yasak olduğundan, bir öğrenci başını önüne eğerek, yoluna devam eder. Bir diğeri ise durarak kadına yardım önerir ve diğer öğrencinin şaşkın bakışları arasında kadını sırtına alarak dereden karşıya geçirir. Sonra öğrenciler yürümelerine devam ederler. Ancak, şaşkınlığını ve belki de kızgınlığını- üzerinden atamayan, kurallara bağlı öğrenci, diğerine bir süre sonra dayanamayarak sorar:
"Sen biraz önce ne yaptın? Bir kadına baktığın onunla konuştuğun yetmezmiş gibi,
bir de onu kucaklayarak karşıya geçirdin."
Kadını taşıyan şöyle cevap verir:
"Ben o kadını bir saat önce kucağımdan indirdim, sen ise hala yanında taşıyorsun."
önemli olan geçmişte yaşadıklarımızı yanımızda taşımak, onların endişesini hissetmek değildir. önemli olan anı yaşarken geçmişte yaşadıklarımızdan ders çıkarabilmek ve ona göre hareket edebilmektir..
hayat otobüsünü dikiz aynasına bakarak sürmektir. bu yüzden kazalar kaçınılmazdır. dikiz aynasına değil önündeki yola bakarak ilerleyebileceğini bir an evvel anlamak şimdideki mutluluğu görmeyi sağlayacaktır. zaman zaman takılmak normaldir ama takılı kalmak şimdiki zamandan çok şey kaybettirecektir.