Kışları bacadan çıkan soba kokusu... Küçüklüğe götürüyor insanı. Oda parfümü yoktu o zamanlar, mandalina kabuklarını sobanın üzerine koyardın bekledikçe koku tüm odaya yayılırdı. Çayın tadı bir başka olurdu sobanın üstünde. Fokur fokur kaynayan güğümler vardı. Pazar günlerinin vazgeçilmeziydi mavi leğenle bakır güğüm. Bir de soba yanıkları vardı, etrafında oynarken yakardınız elinizi. O yanık bile tatlıydı. Hey gidi günler hey diyoruz. Bir başka güzeldi çocukluğumuz...
eski sevgilimin kokusu her burnuma geldiğinde 3 sene öncesine gidiyorum sanki. e tabi bi şey hissetmiyorum ama güzel yaz günleriydi. ama annemin parfümü şöyle bi 8 sene öncesine falan götürür beni.