ne kadar yaşarsan yaşa bitmiyor hüznün metal tadı. ve her şey gibi gelip geçici görünüyor. ne sanmalı insan.. nerede durmalı... bu boşluk nereye kadar götürmeli insanı. belki de her şeyden habersiz yaşamak en iyisi... kalabalık, her şeyi yok ediyor ve her hangi bir olgudan bahsetmek kadar kolay boşluğun kalabalığından bahsetmek. bir boşluk.. içinde yüzmeye çalışan insanlar ve hepsi binbir elemin kucağında kendi geçmişlerinden devşirdikleri anıları tazeliyorlar.insanın kendini ve belki de geçmişini iyi yada kötü tekrar yaşar gibi görünmesi ne tuhaf. Geçmiş, bizi biz yapan..
yaşantılarının kötü de olsa özlenmesi gibi tuhaf hissiyatlara yol açabilen 'yokluk'... 'hayal' ile 'geçmiş' olgusunun beyinde aynı tip kayıt türüne sahip olması, yani beynin ikisi arasında 'fark görememesi' ise ayrı bir fenomen. belki de bir tür lütuf, insanoğluna ve kızına...
msn de iletilerin kaydoldugu dosyanın ismi. bazen hayırlı işlere vesile olsa da bazen asırı köstek olmaktadır. eski sevgiliyle olan diyaloglar burda da saklanmayıp worde aktarılır.