gezmek ister misin

entry2 galeri0
    1.
  1. Az sonra Arabayla disari cikacak olan yazarin cani sikilan ve eglenmek isteyen kadin yazara sordugu soru. Sag taraf bos, Atla hadi. Yalnizca bir bira ictim merak etme. Biraz eglenelim.
    0 ...
  2. 2.
  3. bundan yaklaşık 9 sene önce yaşandı anlatacağım hadise.

    kasım ayının orta vakitleriydi, saat gece dokuzu üç beş dakika geçmişti yalnızca. o zamanlar aramın da limoni olduğu kız arkadaşıma (bu yazının devamında kendisine demir yardan geçti diyeceğim), whatsapp gibi uygulamalar henüz yeni yeni çıkıyordu ve benim telefonum kaldırmıyordu yeni nesil teknolojiyi, bir kısa mesaj atıp bu soruyu sormuştum. yarı isteksiz yarı cüretkar bir ifadeyle kabul etti teklifimi, evinin üç sokak altındaki çınar ağacından alacaktım kendisini.

    demir yardan geçti yaklaşık 1.65 boylarında zarif bir hanımefendiydi. saçlarını örmeyi pek sever, zz top esintilerine ise asla katlanamazdı. bundan ötürü kendisiyle pek de iyi anlaşabildiğimiz söylenemezdi, keza zz top ellerinden öpülüp helallik alınması gereken bir gruptu benim naçizhane fikriyatımda. her neyse, konumuz bu değil. demir yardan geçti emin adımlarla bana doğru yaklaşıyordu, yere bastığı adımların sertliğini ayağındaki kızıl postallardan mı geldiğini yoksa sol yanındaki bana duyduğu nefretten mi olduğunu halen çözebilmiş değilim. güzel dyg'm benim, seni o çınarın altında beklerken kel kafamdan aşağı süzülen damlaları hissedememişim bile, sırılsıklam olduğumu da sen bana sarılmayınca anlamıştım. ne yazık.

    demir yardan geçti: sonuçlar açıklanmış.
    stgood: oldu mu?
    dyg: evet, paris.
    s: eyfel kulesi için abartı diyorlar.
    dyg: ya banane stgood, gezmeye mi gidiyorum ben?
    s: okumakta gözün yok senin, kandırmaya çalışma beni.
    dyg: hiç değişmeyeceksin değil mi? gidiyorum neden anlamıyorsun?

    ah bir bilsen canım demir'im seni ne denli sevdiğimi; ayşegül ablanın çayından aldığın yudumun ardından şeftali tüyü bıyıklarını alt dudağınla temizlemeye çalışmandan tut da bir türlü becerip çalamadığım yadigar gitarımla sağa sola koşturup gürültü yapmana kadar her anını kazımıştım beynimin surlarına. neden değişmem gerekiyordu, neden gidiyordun hiçbir şeyi anlamadan gezintiye odaklanmıştım ben. sen elimi tutmayacak kadar benden nefret ederken, ben senin yürürken çizgilerine basmamaya çalıştığın kaldırım taşlarını dahi şiirlerime konu ediyordum.

    bilirsin bitirme konuşmalarını yapamam, karşımdaki insanın anlayıp durumu çözmesi gerekir çoğu zaman. hiç fark etmedin mi bakkaldan ekmek alırken dahi "ne kadardı?" diye soramayıp yalnızca kredi kartımı uzattığımı, hayır canım bunun ekmek fiyatlarının sürekli değişmesiyle ne alakası var? sadece bakkalın vaziyeti anlayıp gereken işi yapmasını beklerim, bizimki de böyle işte. tadında bırakmamız gerekliydi.

    demir yardan geçti: ben zaten orada kalmayı düşünüyorum hayatımın kalanında.
    stgood: (inhales)
    dyg: yapma böyle, belki günün birinde bir kez daha görüşmek nasip olur?
    s: (ne ara inanç sahibi olup nasip gibi kelimeler kullanmaya başladığını sorgulamaya enerjim kalmamıştı, kendisi ateist olmasa da biraz tatlı su müslümanıydı diyebilirim. nasip gibi kelimeler demir yardan geçti gibi bir hanımefendinin ağırlığını bozabilecek türden kalıplardı, kullanmaması da isabetliydi.) kendine dikkat et.
    dyg: sen de öyle.

    gezintimizi bitirdikten sonra evlere dağıldık. ertesi akşam o fransa'ya, ben de uzun zamandır ara verdiğim okuluma döndüm. okula, demir yardan geçti'yi daha sık görebilmek için ara vermiştim, daha doğrusu gitmeyi bırakmıştım. hocalarla aram iyidir, tez zamanda derslerdeki üstün başarılarımdan ötürü beni affedip devamsızlık işini çözdüler. o sene mezun oldum, hemen ardından da bir çeviri bürosunda işe başladım. o zamanlar ingilizce para eden bir dildi, güzel ekmek yemiştim. kredi çekip eski model bir bmw çakal kasa aldım, sonrasında kahve tadım kurslarına katılmaya başladım. rafine zevkler ekledikçe kendime, kalbimin sultanı demir yardan geçti'yi unuttum zamanla. o da lafının arkasında durup gerçekten de paris'te kalmayı başardı, ben pek ihtimal vermemiştim öyle söylediğinde.

    gece saat 2'de bir mesaj geldi telefonuma, bu sefer whatsapp üzerinden gelmişti. hem yurtdışı sms geçirmesin diye hem de teknolojiyi kullanıp kullanmadığımı öğrenmek amacıyla yazmıştı yüksek ihtimalle. yeni yıla henüz girmişler, yeni yılının ilk görüştüğü kişisinin de benim olmamı istemişti eminim ki. görüntülü arayıp beyaz ve kırmızı led ışıklarının kalabalığında gezdirdi beni, ah demir'im benim, sen hep öyle gül diye saatlerini seve seve ayarlayıp her saniyeni yeni bir yıl yapmaya hazırım ben. hoşçakal diyip telefonları kapattık. telefonun ekranını kapattığım gibi tekrardan bir parıldama gördüm; "tekrar gezmek istersen yaz."
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük