insanı kolluk kuvvetlerimizden ve bilhassa polisten soğutan elim vak'adır.
17 yaşlarındayım o zamanlar, atletik vücudum; yüksek not ortalamam; tüm şehir beni geleceğin emniyet müdürü olarak görüyor. o yıllarda tanıdım işte, polis nilüfer ablayı. nilüfer abla, uzun boylu, iri göğüslü, esmer kıvırcık saçlı alımlı mı alımlı bir polisti.
o gün her zaman ki gibi, güvenlik eğitim dersanesinden çıkmış evime doğru yol alırken, gezi parkında sigara içmek için duraklamıştım, fakat bir gariplik vardı, ağaçları yerlerinden söküyorlar, her sökülen ağacın yerine bir avm dikiyorlardı. ülke her geçen dakika daha çok kalkınıyordu. bazı servet düşmanlarıysa, bu olayı protesto ediyor, polise göz yaşartıcı biber silahı sıkıyorlardı. polisse ısrarla onlara bu yaptıklarının yanlış olduğunu söylemekten başka bir şey yapmıyordu.
pn:"hey yakışıklı genç; burada ülke kalkınıyor fakat sen bu göz alıcı güzelliğinle, herkesin dikkatini dağıtıyorsun"
r: yapma polis abla, polisler güvenliğimizin teminatıdır, ben bu teminatın farkındayım, ama allah böyle güzel yarattıysa ne yapabilirim?
pn: sokağa çıkma, özellikle kalkındığımız şu günlerde, yalvarıyorum sana, bir polis olarak değil, bir kadın olarak yalvarıyorum
r: özür dilerim huzurlu gecelerin yılmaz bekçileri polis abla. ne yapmam gerekiyor şimdi?
nilüfer abla, beni bir polis panzerine davet etti. dedi ki; burada eylem bitene kadar dur, o zamana kadar ülke kalkınmış olur, sen de evine gidersin. dedi. dedi ama, kendisi gitmemiş, o daracık polis arabasında "aaay sıcak bastı diyerek üzerindekileri çıkarmıştı, çırılçıplaktı polis nilüfer abla, bir tek copu kalmıştı elinde. ve copunu bana sallayarak üzerimdekileri çıkarmamı emretti. korkudan her şeyimi çıkarmıştım. polis nilüfer bir anda penisimi yalamaya başlamıştı, bense hem utanıyor hem boşalıyordum.
muamelesi bittiğinde, bana bir polis rozeti verdi ve içine de küçük bir kağıt sıkıştırmıştı aynen şöyle yazıyordu kağıtta: "polis insan haklarının teminatıdır."