bugün

özledik. nerde o birlik beraberlik ?
Ankara da bir park.
bu topraklarda yapılan en güzel mücadelerden birinin kaynağıdır merkezidir.

orda başlayan mücadele herdaim bu toprakların umudu olacaktır.

orda gördüğüm güzel insanlar, orda yediğim gazların lezzeti unutulmazdır.
dünya tarihinin en büyük rezaletidir. acilen topçu kışlası olmalıdır.
48 saat daha direnip hükümetin düşeceğine inanan aptalların yaptığı eylemdir.
yerinde durmakta olan parktır. üzerindeki direnişten beri direnilen şahıs gücünü artırdığı halde hala daha yerinde durmaktadır. bu bile biraz zekası olanlara bir şeyler anlatır ancak olmayanlar hala gelip aptal aptal yorumlar yaparlar.

kendileri de biliyorlar aslında meselelerin ne olduğunu ancak yalaka ve biat kültürü gereği bu parka ve bu park üzerinde başlayıp tüm ülkeye yayılan ve başarıya ulaşan eylemleri küçük görmeye çalışmaktalar hala. bu tiplerin bir çoğu dışarıda karışıklık olsa annesi babası tarafından sokağa bırakılmayan tipler gerisini hesap edin işte..
En son kasım'da gittiğim güzel park.
Şu an nargile içtiğim park. isteyene çay da ısmarlarım ^^
(bkz: olmasa da olur)

istanbul'a gidene kadar "helal len" diye destekliyordum bu direnişçileri.
destekleyen ya laf olsun diye, marjinal olmak için destekliyordur ya da hiç görmemiştir orayı. ya da harbi maldır.
tamamen yıkıntı bir park. evet üst geçit yapımından önce de çok gördüm her hafta yolumun üstünde. elden geçirilmeli ve suriyelilerden arındırılmalı parkıdır. yeniden yapılmalıdır. yoksa o park şu anda park değil, her an yankesici korkusuyla yürüdüğünüz bir yer.
Yazık edilen park. Cidden yazık ediyorlar.

Gezi'de yakın zamanda pek çok ağacın kesildiği haberini görmüştüm. Sonrasında aklımdan çıkmış, dün gezi'ye gidene kadar. Gittiğimde bir şeylerin eksik olduğunu fark ettim. Bir şeyler eksik burada, ama ne? diyorum kendi kendime. O eksikliği fazlasıyla hissediyordum o an. Kesilen ağaç köklerini gördüm sonra. Üzüldüm.
Yazık ki ne yazık.
görsel
sahi şimdiki durumu ne
görsel
vaaah vah. kaç çocuğun tohumları burada atıldı. çadırlarda kim kimi sıkıyor belli değildi.
devlet 15 gün kendi hallerine bıraktı pislikten gebereceklerdi.
sonrası malum zaten. temizledi çıktı.
parkı barzolardan korumak adam gibi sahip çıkmak yıkmaktan daha zor geliyorsa,kusura bakma kardeşim sen de bir çomarsın.
taksim'in göbeğinde kocaman bi park. evet yeteri derecede büyük. bizim kuğulu'nun 10 katı.
şehrin göbeğinde walt Disney kadar büyük bi yer mi bekliyosunuz.

Suriyeli dolmasını da Suriyelileri hunharca içimize alanlara sormak lazım.

edit; Disneyland mıydı lan o.
insanlar yeşil namına bir şey görmediği için ölü gibi görünen ağaçlara dahi razılar. kendini bilmezlerin mekanı oldu diye yıkmak senin korkundur, kaçma çabandır.

zira çapulcular!! diye ağzından tükürükler saça saça bağıran birisi yüzünden orayı mesken tutan bir millet sığındı Türkiye'ye.

yapıcı olmaktansa yıkmak kolaya gelmemeli. yıkarak ortaya ancak moloz koyarsın, güzellik değil.
sanırım donuzlamış beni birisi,kime küfür ettiğinizi göremiyorum.
Baslangici sabahin 5 bucugunda bir kez uyardiktan sonra parkta sadece oturan genclere saldiran,

bir kaç gün sonra teror yandasi bayraklarla poşularla apo bayraklariyla cikan teroristlere 4 saat boyunca dokunmayan,

Elinde Türk Bayragi olan tekerlekli sandalyedeki amcaya tazyikli su sikan,

izmirde deniz kenarinda yuruyen kizlari sacindan alasagi eden,

45 derece aciyla skmasi gereken gaz tuplerini insanlarin uzerine sikanlarin ayni orospu cocuklari oldugu eylemlerin sahnelendigi parktir.

Gezi parki eylemleri sadece 3-5 agac degildi, evet. Devletin arazilerini yandasa yok pahasina rant icin peskes cekilmesine, tum kaynaklari istedikleri gibi kullanmasina "sen hayirdir?" cekmekti.

Tum ayristirmalara inat ulkenin yarisinin ortak noktada bulusup, bu vatan sizin maliniz degil hepimizin diyebilmeleriydi.

vatan haini ve orospu cocuklari o ruhu anlayamaz.
ayşe kulin‘in kanadı kırık kuşlar kitabının son bölümüne konu olan park ve bu parkta 2013 yılında gerçekleşen direniş.

5 yıl geçmiş üzerinden. daha dün gibi diyemeyeceğim ama o “derdimi bildiğim en iyi şekilde anlatacak bir yol buldum ve artık yalnız değilim” duygusu mükemmeldi. bir gün gelecek ve ben o günü bügün gibi net hatırlayacağım. bugün 80 olaylarını nasıl birilerinden yalnızca dinleyebiliyorsam birileri de benden dinleyecek. o gün hiç öyle ‘tarihe tanıklık etmek’ gibi değildi oysa... ama bugün romanda bile okumak insana tuhaf hissettiriyor. sanırım lisedeki tarihçimi anlamaya başladım. ‘tarihe tanık olmak film izlemek gibidir. gerçekliği sonradan ders kitaplarında yer aldığında anlaşılır.’

bir de ne zaman adı geçse bu şarkı çınlıyor kulaklarımda.
https://youtu.be/t7DX05xQvSU

iyi ki hissettim o ruhu. aradan 5 yıl geçmiş ve ben hala o günü göz pınarlarımda bir damla yaş ve haklı olmanın huzuru ile anıyorum. inanmıyorum ama sırf onlar inanıyor diye ruhlarına fatiha yolluyorum birilerinin. ışık içinde uyuyun annesine kıyamayan, annesinin kıyamadığı güzel yürekli, vicdanlı insanlar.

Edit: oraya kadınların nasıl girip ne şekilde çıktığı o kadınların kendilerinden başka kimseyi alakadar etmez.
yeni başkanımız rte sayesinde artık camisi olan bir yer haline gelip daha medeni park olmuştur. evet hatta net..
bağ yeğenim dıj güjler bizi çekemiyah. hüloooğğ!!
istanbula ihanet edenlerin yıkılsın dediği yer depremde toplanma alanı yok diye ağlarlar sonra. Yeşil alan yok diye yazık.
Tam çay içilecek zaman nisan gelir orada çay içilir.
ulan şehirli orta sınıf gençlerin, köylü yobaz cahil gurabanın istanbulun doğal ve tarihi mirasını talan etmesine ve ağzımdan çıkan kanundur zihniyetine karşı tepkisini ortaya koyan direnişi, yobazların ne de g*tünü ağrıtmış.. kaç sene sonra halen ciyaklıyorlar..