bana hafif geldiği için şöyle bir mesaj attım fakat siklenmedi.
selamlar;
ayaklanmanın çapını hep beraber görüyoruz. Bence şu an bazı haklar istemenin tam zamanı. Ama o yayınladığınız 4 istek tek başına hafif kalıyor. Hükümet yetkililerinin dışladığı tüm insanlardan özür dilemesi, hayvani boyutlarda olan ötv nin indirilmesi, polise şiddet uygulamaması için eğitim verilmesi, lgbt haklarının verilmesi, zorunlu din eğitiminin kaldırılması, seçim barajının kaldırılması, alkol yasaklarının kaldırılması ve aklıma gelmeyen bir çok uygulama gibi.
Şimdiden teşekkürler.
sizde taleplerinizi yazın burada toparlayalım sonra.
ağaçları kesin her tarafı avm yapın kabul ama yalvarırım şu evde zor tuttuğunuz ve sokağa saldığınızda saçmalayan insanlara beyin nakli filan yapın. gerçi beyin nakli yaptığınızda alacağınız oy % 1'i geçmeyecek sizde haklısınız.
eksik ve yanlış bulduğum taleplerdir. ben de madde madde sıralayayım madem.
1. demokratikleşme anlamında yeterli sayılabilecek ya da en azından bir başlangıç diyebileceğimiz hiç bir şey yok.
2. bütün sürecin sorumluluğunu istanbul valisinin sırtına yüklemişler. böyle iş mi olur? valinin suçlu olduğuna itirazım yok. ama bir düşünün bakalım, istanbul valisi yaptığı açıklamaları, 180 derecelik dönüşleri, kandırmacaları sırf kendi kafasına göre mi yaptı? öyle olsa şimdiye kadar çoktan görevden alınırdı zaten. yeniçeri ocağının kelle istemesinden farksız bir istek olmuş bu.
3. "gözaltına alınan arkadaşlar serbest bırakılsın, hiç bir soruşturma açılmasın" ne demek lan? oldu olacak bir de dokunulmazlık verilsin isterseniz! haa, şunu diyebilirsin: "soruşturmaların ve davaların tamamen tarafsız ve şeffaf bir süreç içerisinde karara bağlanmasını talep ediyoruz." böyle bir şeyin altına ak parti destekçileri de imzasını atar büyük ihtimalle. adaletten yana olan herkesin isteği o. ama soruşturma açılmasın dediğin zaman polise molotof atarak hem polisin hem de eylemcilerin hayatını tehlikeye atanlar ne olacak peki?
4. bu eylemler taksimde başladı ama bütün türkiyede geniş çaplı katılım oldu. ankarada, hatayda, izmirde de vardı bu eylemler. mesele gezi parkı meselesi olmaktan çoktan çıktı. bu dava demokrasi davasıdır. daha azıyla da yetinilmemelidir. şu haliyle istekler, demokratikleşme sürecine dair hiç bir çözüm üretemiyor. şu anda en büyük meselelerden birisi; hükümetin yaptıklarını denetleyebilecek, gerektiğinde karşısında durabilecek yapı ve organların bulunmamasıdır. üstelik türk demokrasi tarihinde atatürk dönemi de dahil olmak üzere bütün dönemlerde yaşanmış bir sorundur bu. medya bile bağımsız değil, hele şu günlerde 25-30 tane ulusal kanal hep bir ağızdan aynı şeyleri söyleyip duruyor. ana akım medya, hükümetin aleyhine olan haberleri, programları yayınlayamıyor. eleştirileri duyuramıyor. azıcık dokunduranlar da adeta hükümet ve sempatizanları tarafından linç ediliyor, bastırılıyor, susturuluyor. kısacası ekonomik anlamda son on yılda sürekli ilerleyen türkiye, demokratik anlamda da son bir kaç yıldır çok feci bir gerileme yaşıyor. alternatifsizlikten bahsedenler bunu hiç görmüyor. şu ortamda hiç bir sağ oluşum, kolay kolay parti kurmaya kalkışamaz. neden? çünkü medya desteği bulamazlar. buna karşılık medyanın önemli bir kısmını kontrolü altında tutan bir akp var. akp mitinglerini fotoşoplu olarak izlerken, mhpnin mitinglerini ruhumuz bile duymuyor. mhp dediğin 40 küsür yıllık parti. düşünün iki günlük partinin liderini bile tanıması ne kadar zamanını alır bu milletin? tvde görmediğin adamı tanıyamazsın. tanımadığın adama da oy vermezsin. sonra da çıkıp "başka kime oy vericez" dersin. bunu da sana demokrasi diye yuttururlar ama bu demokrasiyse eğer, hiç bir diktatör böyle bir demokrasiye hayır demez.
bir de bazı arkadaşlar "para kazandıran her projeye hayır der bunnar. bunnar hep cehape zihniyeti işte. baksınlar bakyem çok sevdikleri cehape döneminde kaç tane ağaç kesildi, kaç tane odun yakıldı..." minvalinde eleştirilerde bulunmuş. arkadaş bu neyin kafasıdır, millet oksijen yakarken siz azot mu yakıyorsunuz da bu hale geliyorsunuz lan? yukarıda bahsetmişleri bir kez de ben yineleyeyim. yapılan anketler, araştırmalar oradaki insanların büyük bir kısmının chpyi desteklemediğini, önemli bir kısmının ise hiç bir partiye yakın hissetmediğini gösteriyor. hadi buna inanmıyorsun, her lafını papağan gibi ezberlediğin başbakana inan lan bari:
adam ne diyor? kılıçdaroğlu gezi parkından kovuldu. daha hala cehape diyorsunuz amk. isteyen baksın entrilerime, chpye de başörtüsünü "laikliğe aykırı" diye yasaklamaya kalkışan kemalist zihniyete de sonuna kadar karşıyım. ama artık anlayın şunu, bu adamlar tarafından ezildiğini iddia eden dünün mağdurları, bugünün zalimleri oldular. o zamanlar da iktidar, bütün halkı kendi istediği gibi yaşamaya zorluyordu, şimdikiler de. onları gönderdik başımızdan çok şükür. bunları niye göndermeyelim? demokrasi varsa herkese var hacılar. yüzde ellinin çok sevdiği, yüzde ellinin de nefret ettiği bir başbakan varsa eğer, bilin ki orada demokrasi lafta kalmıştır. demokratik hak arayışlarına toplumun yarısı "milli iradeye saygı" diyerek karşı çıkıyorsa, orada büyük bir dezenformasyon, kandırmaca vardır. sonra da çıkıp, "ismet inönü dönemindeee" diye başlayan cümleler kurmayın bana. ismet inönüyü ben de eleştiriyorum, peki sen başbakanını eleştirebiliyor musun? geçiniz bu işleri. 10 yıl önce eleştirdiğiniz, "sürekli mağdurları oynuyorlar" dediğiniz kemalistlere gitgide ne kadar benzediğinizi görseniz, kendinizden tiksinirsiniz.