taksim meydanı'nda "masa-sandalye" donanımlı "iftar" programı organize edenler tarafından "samimiyetsiz" bulunması manidar olan "kolpadan" iftardır.
hayır arkadaş zaten "din" ve "inanç" dediğin şey kişinin dış dünyasını her ne kadar şekillendirmede ciddi etken olsa da temelde kişinin "iç dünyasını" kontrol altına almak ve organize etmek durumundadır.
mısır'da misal boş vakitlerinde alnını ovuşturan adamlar, arabalarda rengi solmuş kur'an'lar görmek mümkündür. en mor alın, "en çok namaz kılan" ve en solgun renkli kur'an da en bir müslüman olanı ifade ediyor adamlara göre.
riyâ mı dedi biriniz?
hadi bakalım önce bir aynaya bakalım, sonra devam ederiz gene kaldığımız yerden.
neye inandığımızı gözetmeksizin hepimizin rızkını Allah verirken siz kim oluyorsunuz da bizim inancımızı sorguluyorsunuz?
tecavüzcüleri destekleyip de dinden imandan bahsetmeyin. önce ellerinizi ve kalplerinizi temizleyin.
kelime dağarcıkları dinden allahtan kitaptan zerrece öteye gidemeyecek kadar aciz, beyni inanç özgùrlüğünü algìlayamayacak kadar boş olan insanların; düşünmeden başkalarından duyarak yandaş medyadan dinleyerek yaptıkları tespittir. ulan sana mı kaldı milletin iftarı orucu? senin kitabında din kul ile allah arasındadır yazmıyor mu? sen allah mısın da insanların inancına ahmakça düşüncesizce saldırı yapıyorsun? her türlü haram yer itlik puştluk yapar sonra da gelip burada efelik yaparsınız. senin gibi müslüman olmaz olsun.
Din sömürüsü yapmanın bu memlekette işe yaradığını görmüş eylemcilerdir.
oruçlular yada değiller, insanlar önemsemez, önemli olan vitrindir şiarını bir devlet büyüğümüzden öğrenmiş olabilirler.
Biz din sömürüsü yapmayı da iyi biliriz.