12 Eylül sonrasının belki de faşistleri en korkutucu, sikici eylemi. Ayrıca eylem, direniş tecrübesi olan o 3- 5 fanatik örgüt dedikleriniz olmasa sizin gibi hanımevladi, süt çocukları 1 güne eve dagilirdi.
eylem değil, direniştir. eylememiş direnmiş ve iktidarın şirazesini kaydırmışlardır. inanmayan o günden beri iktidarın kendisini nasıl kaybettiğine, her hareketlerinin nasıl şaibelere konu olduğuna ve korkuyla içlerinde ne varsa dışarıya çıkarmak zorunda kaldığına bakabilir. artık yalandan da olsa demokrasicilik oynayamadıkları gibi bütün ortaklarını da sil baştan yenileyip kimin aslında ne olduğunu açığa çıkaracak kadar dengeleri bozuldu. parti başkanları birkaç ülkeden başka bir yere gidemez oldu, çünkü istenmiyor. o zamanın bazı parlak bakan ve bürokratları bugün ülke dışına bile çıkamıyor, çünkü kendilerini koruyabilecek bir zırhları yok artık.
henüz başlarına birşey gelmemiş olması, daha sıkıca iktidara sarılmaları kimseyi yanıltmasın. birşeye o kadar sıkı sarılırsan ya kırarsın ya da nefessiz bırakırsın. ama o kırdığın ve boğduğun şey dayandığın en son şeyse işte o zaman vay haline.
inşaat ekonomisini ve AKP'nin getirdigi o "alkol" yasanını protesto etmek için oradaydılar hani deniliyor ya "alkol" sansurlenip kadına şiddet gösteriliyor diye işte AKP'nin getirdigi "alkol" yasasından sonra böyle oldu tv'ler ne yaxık ki evet. Ve insanların kaç çocuk doğuracağına karışılmasın istedi insanlar.
Gezi onurdur, insanlar iki üç insaatcıya ülke bırakïlmasın diye uğraşmıştır ve AKP'nin getirdigi akol yasasını "iki ayyaş" söylemini protesto etmek için oradaydılar.
Nedenleri, iki üç insaatcıya ülke barıkılmasın diye başladı
"iki ayyaş" söylemine kızdığı için başladı iktidarın "alkol kanunu" eleştirmek geldi insanlar, 22'den sonra içki yasak tv'de "alkol" gosterilmeyecek kanunu
Kaç çocuk doğurup dogurayacagina insanların iktidar karışamaz dedikleri için, başlayan eylemler sürecidir.