giderler ve biz de rahat yüzü görürüz.
(bkz: gelmeseniz de olur)
(bkz: acele etmeyin)
hatta derslerde boş geçer, kısacası harika bir günün göstergesidir.
eğer öss tarzı bir sınav süreci değilse güzel bir şeydir. sınıflar boştur, hocalar ders işlemez. bahçede isteğin gibi takılırsın. benim için pek eğlenceli geçmemişti gerçi...
lisedeyim, yabancı dil bölümü okuduğumdan sınıfta erkek sayısı azdı (benimle birlikte üç erkek, on bir kız) ve doğal olarak kızların muhabbetine alışık bir yaşam sürmem gerekiyordu. ama hiç bir şekilde bana o ugg denen ayakkabıyı sevdiremediler. okunuşunu da hala çözmüş değilim. ag, u-ge-ge, yu-ci-ci. her neyse...
okul gezi düzenlemişti ve öğrencilerin büyük çoğunluğu gitmişti. mevsim yaza yaklaştığından turistik bir mekana yapılmıştı gezi ve okulda ders işlenmediğinden mütevellit bahçede sınıfta anlaşabildiğim nadir kızlardan birisiyle pinekliyorduk.
kızın sevgilisi olan yakın arkadaşlarımdan uğur da geziye katılanlardandı. öss sürecinde olduğumuzdan ve çoğu öğrenci gezide olduğundan bahçede top oynayan erkek sayısı, toplanıp muhabbet eden kız sayısı normale oranla bayağı azdı.
bahçede pineklediğim kıza "ben tuvalette sigara içmeye gidiyorum." dedim. "tamam, ben de biraz soru çözeyim. gelince beraber çözeriz." dedi.
tuvalette bilumum bok, sigara dumanı, buharlaşmış yoğun sidik kokusu arasında tek sigara ile hesaplarıma göre normalin yedi katı zehirlendim ve tekrar bahçeye indim.
giderken bıraktığım kız gitmiş, yerine sinirli bi kız gelmişti. "sen kimsin?" dedim. "asıl sen kimsin?" dedi. meğersem takıldığım kız güneş geliyo diye başka bi yere geçmiş, gittim yanına fakat o da sinir küpüne dönüşmüştü. "nooluyo lan, bi sigara içtik diye yapmayın böyle." dedim. "hiç komik değil." diye tersledi beni.
telefon elinde ağlamakla, haykırmak arasında bi ifadeye sahip yüzle bana bakıyordu. tırstım resmen amına koyim. "nooldu?" dedim. "uğur beni aldatıyo." dedi. ulan uğur dediğin çocuk sessiz, sakin, aldatmayı sadece kadın programlarından duymuş bi çocuk. nasıl inanayım?
"ben uğura napıyosunuz aşkım? diye mesaj attım." dedi. "ee cevap?" dedim telefonu gösterdi. telefonda bildiğin; "mla vrdk sgara içiyrz." yazıyordu. yani bildiğin "mala vurduk sigara içiyoruz". ulan gerizekalı uğur bi bok yedi, mesajı da arkadaşına atacağına kıza attı yanlışlıkla diye düşünürken kız çoktan isyan bayrağını çekmiş, küfrederek boşalıyordu. gözyaşları boşalıyordu...
milletin olayına pek girmek istemeyen birisi olsam da bu kabul edilemez bir durumdu ve telefona sarılıp uğuru aradım.
yetkiliservis: ne yaptığını çalışıyosun şerefsiz?
uğur: dur yetkili noldu ya? bi yanlışımız mı oldu?
yetkiliservis: gerizekalı bi bok yedin bari keyifli keyifli sigara içtiğini söyleme.
uğur: kanka bırak taşak geçmeyi de çok eğleniyoruz lan.
yetkiliservis: sikerim taşak yollarını. ayıp lan yaptığın!
uğur: kanka valla bi şey anlamadım ben.
yetkiliservis: aldatmak kısa sürer ama lekesi uzun süre çıkmaz. tam hatırlayamadım ama böyle bişeydi o söz.
uğur: hönk.
hafiften kıllanmaya başladım amına koyim, çocuk gerçekten de aldatmamış gibi konuşuyordu. tabi ya çok iyi rol yapıyodu pezevenk, olmamış gibi davranıyordu. uğraşamam dedim verdim kıza telefonu uzaklaştım oradan. beş dakika sonra geri geldim bu sefer de kız kahkahalarla gülüyodu. "sikerim böyle işin taban ve tavan puanlarını. her gidip gelişimde ruh halin değişiyo, ben miyim lan sizin altüst olmuş psikolojinizi çekecek olan adam? ha?" diye bağırmakla bağırmamak arasında kalmış bir ses tonuyla sordum.
hala gülüyordu, sinirlerim daha da bozulmaya başlamıştı. telefonu uzattı;
"mola verdik, sigara içiyoruz." yazısını gördüm.
o gün bugündür mesajlarda hiç harf eksiltmiyorum. hatta telefonumda küçük "ı" harfi olmadığı için "evet bazen cok sikici olabiliyorum." yazıyorum.