soros sormoyolo bor kolkoşmo. gidip savcılığa bu iddialar ile suç duyurusunda bulunsanıza. eğer elinizde bilgi ve belge varda suç duyurusunda bulunmuyorsanız bunun ucu vatan hainliği ile suçlanmaya kadar gider. yemiyor mu bu iddiaları mahkemeye taşımak ?
Hepimiz insan gibi tepkimizi göstermek için sokaklara çıkmıştık, her şey düzgün giderken Üç beş orospu çocuğu kürtçü Atatürk posterinin yanına Apo posteri açtı, güzel olan her şeyin içine ettikleri gibi gezinin de içine etti orospu çocukları.
hâlâ hakkında pek bilgi sahibi olamadığım olay, ne nedir ne değildir anlatan bir belgesel varsa bilgilendirirseniz süper olur.
olayların yaşandığı dönem ergenliğin sonlarında bir aşk acısı ile uğraşıyordum olayları da "üç beş solcunun yaptığı klasik çevre eylemi" sanmıştım ama olay bombok bir yere geldi.
o dönem haberleri takip etmediğimden hâlâ da kafamda ne olduğu oturmuş değil.
Ağaçla başlayıp üçüncü köprü inşaatı durdurulsun, üçüncü havalimanı ihalesi iptal esilsin, dış politikada yanlış izlenilen yoldan dönülsüne evrilen çapulcuların belli odaklar taragından yönlendirildiği ufak çaplı kalkışma.
sevgili albert albert einstein 'nın sevdiğim bir sözü var tamda bu olayı özetler nitelikte. demiş ki reyiz insanlara değil olaylara odaklanacaksın. yani polis şiddeti vb şeyler küçük figürler asıl büyük figürler olayın muhtemel sonuçlarıdır.
amerikanın fonladığı fetonun elini güçlendirmek için yapılan planlı organizasyonlar bütünü. ota boka feto demek komik kaçıyor ama gerçek bu yapacak bir şey yok. garibim solcuları koyun gibi güdüyor amerika ben en çok buna üzülüyorum. atatürkçü, ulusalcı kardeşlerimide biraz daha kurnaz olmaya davet ediyorum.
polis şiddetini haklı çıkartan var. geziden eksik gedik arayan itler asıl konuyu saptıuran sizsiniz sizin yüzünüzden şimdi şu anda demokrasi yok. zaten siktin gidin burdan. terörist sizsiniz.
büyük burjuvanın desteklediği bir küçük burjuva ayaklanmasıdır.
Açalım: Büyük burjuva dedik, siz onu "çıkarları zedelenince Tayyip Erdoğan'a düşman kesilen istanbul sermayesi" şeklinde anlayınız.
Ve de onun besleme basını tabii. Bu düşmanlığa bir de Atatürkçülük kılıfı uydurdular.
Bu "istanbul sermayesi" lafı da, bazı holdingleri bütün bütüne kızdırmak istemeyen basının taktığı "kibar" bir isimdir. Bunların kimler oldukları bellidir.
Daha da açalım mı? Rahmetli Mustafa Koç, Cem Boyner ve Osman Kavala.
Rahmetli Mustafa Divan Oteli'ni asilere açmakla kalmamış, bir de "otelimiz tarih boyunca hep mazlumların yanında olmuştur" diyecek kadar saçmalamıştı...
"Bir tek örnek göster" demiştim, gösterememişti.
Cem Boyner de Beymen şubelerine "ayaklananlara yardım için tentürdiyot ve gazlı bez bulundurun, ayrıca haberleşebilmeleri için Internet bağlantısı sağlayın" diye genelge çıkaracak kadar ileri gitti. (Oysa çevre hastane kıyamet.)
Osman Kavala da derdini bize değil mahkemeye anlatacak.
***
Amaç elbette Taksim Topçu Kışlası'nı yeniden yapabilmek için kesilmesi gereken bazı ağaçları bahane ederek ortalığı karıştırmak, böylece mümkünse Tayyip Erdoğan'ı devirmekti. Tıpkı 28 Nisan 1960 olaylarının ertesi gün Ankara'ya sıçraması gibi, aynı şekilde işi büyütmek de istediler. Önlerindeki "şablon" belliydi.
Buna Batılı istihbarat servisleri de çanak tuttular. Birtakım "piyano çalan herifler" falan Tayyip düşmanı basına pazarlandı.
FETÖ'cü polisler de aldıkları talimat uyarınca, kalabalığı büsbütün kışkırttılar.
Hayatında orada evvelce bir topçu kışlası bulunduğunu bile duymamış cahil küçük burjuva çocukları, eylem sandıkları zırtapozluğa ellerinde tuzlukla koştular.
Bunda, onları beslemiş olan şehir efsanelerinin, babalarından duydukları "polisle çatışmaya girme" zevkinin (!) de payı vardı. Merak ve heyecan. "68 kuşağı efsanesine" hayranlık.
Bir de işin "karı kız düşüyormuş" şeklindeki söylenti boyutunu hiç unutmayalım. Bunlar genç insanlardı. Babıali'nin karta kaçmış allameleri, herhalde bu işleri uzun zamandır unuttukları için, hiç üstünde durmadılar.
Derken, gene Batılı istihbarat servisleri tarafından yönlendirilen ve kendini solcu sanan her türlü yasa dışı "goşist" örgüt de devreye girdi, işin cılkı çıktı
Gezi olayları ve 15 temmuz arasında bir bağ görüyorum. ikisinde de bana göre tam güç fetode değil. Feto bu olayların ikisinde de araya giren gruplardan birisi.
Başta güzel bir ortam vardi, insanlar birbirine saygili, yeyip icilen, sarki soylenilen bir ortamdı. Polisler ile icli disli olur ve aynı kandan geldigimiz insanlar ile beraberce bildiri yayınlardık.
Evet bildiniz.
Sonra onlar geldi, insanaltı-maymunustu ortadogulu yaratıklar.
kürtçüler ortalığın anasını sikmese ideolojisi ne olursa olsun muhalif gençler hükümeti güzelce bir uyaracaktı ama tayyip'in peygamber olması ile sonuçlandı. 15 temmuz hikayesinden sonra da allah oldu. ikisinin ortak noktası önceden planlanmış ve kurmaca olmalarıdır. işin garip yanı çok az solcu gezi parkı olaylarından sonra kandırıldık diyebildi.