bazı paralıların aynı başlığa 5 dakika içinde, aynı entry'den arka arkaya 3 adet girmesini doğuran olaylar.
çok merak ediyorum, kaç para alıyorsunuz beyninizi, şerefinizi satmak için?
çıkmayın arkadaşlar sokağa falan. ananız sizi bu orospu çocuğu şeriatçılar boğazlasın diye doğurmadı. öldürdüğü erin başında bozkurt yapan gerizekalı ülkücüler, siz doğuda şehit düşünce cenazede nutuk atsınlar diye doğurmadı. yapsınlar avmsinide, topçu kışlasını da götlerine soksunlar. bu gözü dönmüş orospu çocuklarıyla mücadele etmemiz için bir sebep yok. götünüze sokun türkiye islam cumhuriyetini.
Devletin suçlu olduğu versus arkadaşım sen hükümet değil misin? Sık hepsine. Normal mermide değil. Ya zırh delici mermi ya da rpg 7 ile en güzeli ya da 1 adet tank getirip tek atış yeterli olacaktır. Domuz sürüsü hemen dağılırdı.
Gezide pkk bayrağı açıp otobus yakan polise saldiran oçler gecen cumartesi biz polislerimize aglarken göbek atiyordu sosyal medyada. En bilineni utku dindar denen soysuz.
işte solcularin övündüğü gezi olayları. Bi de ayni mallar tutmuş diktator esed i savunuyor! Basimizda esed gibi biri olsaydi Gezide başınıza bomba yağardi.
O her firsatta diktator diye sucladiginiz adama yatin kalkin dua edin siz.
Akil yok fikir yok mukayese yetenegi sıfır vicdan desen emaresi yok, nasi yaratiklarsiniz lan siz boyle cidden?
kürtçüler ortalığın anasını sikmese ideolojisi ne olursa olsun muhalif gençler hükümeti güzelce bir uyaracaktı ama tayyip'in peygamber olması ile sonuçlandı. 15 temmuz hikayesinden sonra da allah oldu. ikisinin ortak noktası önceden planlanmış ve kurmaca olmalarıdır. işin garip yanı çok az solcu gezi parkı olaylarından sonra kandırıldık diyebildi.
Başta güzel bir ortam vardi, insanlar birbirine saygili, yeyip icilen, sarki soylenilen bir ortamdı. Polisler ile icli disli olur ve aynı kandan geldigimiz insanlar ile beraberce bildiri yayınlardık.
Evet bildiniz.
Sonra onlar geldi, insanaltı-maymunustu ortadogulu yaratıklar.
Gezi olayları ve 15 temmuz arasında bir bağ görüyorum. ikisinde de bana göre tam güç fetode değil. Feto bu olayların ikisinde de araya giren gruplardan birisi.
büyük burjuvanın desteklediği bir küçük burjuva ayaklanmasıdır.
Açalım: Büyük burjuva dedik, siz onu "çıkarları zedelenince Tayyip Erdoğan'a düşman kesilen istanbul sermayesi" şeklinde anlayınız.
Ve de onun besleme basını tabii. Bu düşmanlığa bir de Atatürkçülük kılıfı uydurdular.
Bu "istanbul sermayesi" lafı da, bazı holdingleri bütün bütüne kızdırmak istemeyen basının taktığı "kibar" bir isimdir. Bunların kimler oldukları bellidir.
Daha da açalım mı? Rahmetli Mustafa Koç, Cem Boyner ve Osman Kavala.
Rahmetli Mustafa Divan Oteli'ni asilere açmakla kalmamış, bir de "otelimiz tarih boyunca hep mazlumların yanında olmuştur" diyecek kadar saçmalamıştı...
"Bir tek örnek göster" demiştim, gösterememişti.
Cem Boyner de Beymen şubelerine "ayaklananlara yardım için tentürdiyot ve gazlı bez bulundurun, ayrıca haberleşebilmeleri için Internet bağlantısı sağlayın" diye genelge çıkaracak kadar ileri gitti. (Oysa çevre hastane kıyamet.)
Osman Kavala da derdini bize değil mahkemeye anlatacak.
***
Amaç elbette Taksim Topçu Kışlası'nı yeniden yapabilmek için kesilmesi gereken bazı ağaçları bahane ederek ortalığı karıştırmak, böylece mümkünse Tayyip Erdoğan'ı devirmekti. Tıpkı 28 Nisan 1960 olaylarının ertesi gün Ankara'ya sıçraması gibi, aynı şekilde işi büyütmek de istediler. Önlerindeki "şablon" belliydi.
Buna Batılı istihbarat servisleri de çanak tuttular. Birtakım "piyano çalan herifler" falan Tayyip düşmanı basına pazarlandı.
FETÖ'cü polisler de aldıkları talimat uyarınca, kalabalığı büsbütün kışkırttılar.
Hayatında orada evvelce bir topçu kışlası bulunduğunu bile duymamış cahil küçük burjuva çocukları, eylem sandıkları zırtapozluğa ellerinde tuzlukla koştular.
Bunda, onları beslemiş olan şehir efsanelerinin, babalarından duydukları "polisle çatışmaya girme" zevkinin (!) de payı vardı. Merak ve heyecan. "68 kuşağı efsanesine" hayranlık.
Bir de işin "karı kız düşüyormuş" şeklindeki söylenti boyutunu hiç unutmayalım. Bunlar genç insanlardı. Babıali'nin karta kaçmış allameleri, herhalde bu işleri uzun zamandır unuttukları için, hiç üstünde durmadılar.
Derken, gene Batılı istihbarat servisleri tarafından yönlendirilen ve kendini solcu sanan her türlü yasa dışı "goşist" örgüt de devreye girdi, işin cılkı çıktı